-
Aklın ermez mahpusluğa
Bahçede sarı ışığa
Aklın ermez mahpusluğa
Bahçede sarı ışığa
On üç tane yaş döküldü
Ranzamdaki yastığıma
Büyüdün yavrum sen de
Hasret sende, sevgi bende
Akşamlar döner geceye
Geceler gebe gündüze
Büyüdün yavrum sen de
Hasret sende, sevgi bende
Akşamlar döner geceye
Geceler gebe gündüze
Karanlığa bakıp durma
Beni orada arama
Ben güneşin içindeyim
Beni sabahlarda ara
Geleceğim bir gün ben de
Sevgi büyüt ellerinde
Akşamlar döndü geceye
Geceler gebe gündüze
Döneceğim bir gün ben de
Sevgi büyüt ellerinde
Akşamlar döndü geceye
Geceler gebe gündüze
-
An Gelir paldır küldür yıkılır bulutlar
Gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
O eski, o eski heyecan ölür
An gelir biter muhabbet
Şarkılar susar heves kalmaz
Şataraban ölür
Şarabın gazabından kork
Çünkü fena kırmızıdır
Kan tutar & tutan ölür
Sokaklar kuşatılmış
Karakollar taranır
Yağmurda bir militan ölür
An gelir
Ömrünün hırsızıdır
Her ölen pişman ölür
Hep yanlış anlaşılmıştır
Hayalleri yasaklanmış
An gelir şimşek yalar
Masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
Direkler çatırdar yalnızlıktan
Sehpada pir sultan ölür
Son umut kırılmıştır
Kaf dağı’ nın ardındaki
Ne selam artık ne sabah
Kimseler bilmez nerdeler
Namlı masal sevdalıları
Evvel zaman içinde
Kalbur saman ölür
Kubbelerde uğuldar baki
Çeşmelerden akar sinan
An gelir
-la ilahe illallah-
Kanuni süleyman ölür
Görünmez bir mezarlıktır zaman
Şairler dolaşır saf saf
Tenhalarında şiir söyleyerek
Kim duysa & korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
Saatli bir bombadır patlar
An gelir
Attila ilhan ölür
-
Akşam olur mektuplar hasretlik söyler
Zagrep radyosunda Lili Marleen türküsü
Akşam olur mektuplar hasretlik söyler
Zagrep radyosunda Lili Marleen türküsü
Siperden sipere ateş tokuşturanlar
Karanlıkta dem tutan ishak kuşu
Siperden sipere ateş tokuşturanlar
Karanlıkta dem tutan ishak kuşu
Biz insanlar yemin ettik imanımız var
Özgürlük için özgürlük aşkına
Biz insanlar yemin ettik imanımız var
Özgürlük için özgürlük aşkına
Savulacak dönem savulacak düşman
Dehrin cefasını çektik sefasını süreceğiz
Savulacak dönem savulacak düşman
Dehrin cefasını çektik sefasını süreceğiz
Akşam olur mektuplar hasretlik söyler
Zagrep radyosunda Lili Marleen türküsü
Akşam olur mektuplar hasretlik söyler
Zagrep radyosunda Lili Marleen türküsü
Dost ağlar karanfilim dost ağlar karanfilim
Marş söylemeden ölmek bize yakışmaz
Dost ağlar karanfilim dost ağlar karanfilim
Marş söylemeden ölmek bize yakışmaz
-
Ay'ın altında kağnılar gidiyordu
Kağnılar gidiyordu
Akşehir üstünden Afyon'a doğru.
Toprak öyle bitip tükenmez,
Dağlar öyle uzakta,
Sanki gidenler hiç bir zaman
Hiç bir menzile erişmeyecekti
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar; ayın altında dönen ilk tekerlekti, ilk tekerlekti
Ayın altında öküzler
Başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
Ufacık kısacıktılar
Ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
Ve ayakları altından akan
Toprak, toprak ve topraktı
Gece aydınlık ve sıcak
Ve kağnılarda tahta yataklarında
Koyu mavi humbaralar çırılçıplaktı
Ve kadınlar, birbirlerinden gizleyerek
Bakıyorlardı ayın altında
Geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine
Ve kadınlar...
Bizim kadınlarımız;
Korkunç ve mübarek elleri
İnce, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
Anamız, avradımız, yarimiz
Ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
Ve soframızdaki yeri; öküzümüzden sonra gelen
Ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
Ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
Ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
Işıltısında yere saplı bıçakların
Oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar,
Bizim kadınlarımız
Şimdi ayın altında
Kağnıların ve hartuçların peşinde
Harman yerine kehribar başlı sap çeker gibi
Aynı yürek ferahlığı,
Aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
İnce boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar yürüyordu
Akşehir üstünden Afyon'a doğru
...
Yürüdü tren de yolda eğlenmez
Derdim çoktur memlekete söylenmez
Tükendi cephanem, geriden gelmez
Tezkeremden evvel vurdular beni,
Tezkeremden evvel vurdular beni
Sılama hasret koydular beni
Aziz Abdal dağı ordugah yeri
Bir haftalık tayın yenmiyor kuru
Hasretlik kaldı koca Kayseri
Tezkeremden evvel vurdular beni,
Tezkeremden evvel vurdular beni
Sılama hasret koydular beni
Ağır makineli de tepeden inmez
Tarıyor ırmağı kimse görünmez
Verilen parolalar aklıma gelmez
Gözüm göre göre vurdular beni,
Gözüm göre göre vurdular beni
Sılama hasret koydular beni
-
Metris'in önünde durdum
Hasretim yerlere vurdum
Metris'in önünde durdum
Hasretim yerlere vurdum
Ben dağlarda uçan kuştum, uçan kuştum
Kanatlarımdan vuruldum
Ben dağlarda uçan kuştum, uçan kuştum
Kanatlarımdan vuruldum
Yıllar var ki yorgunum ben
Gökyüzüne vurgunum ben
Yıllar var ki yorgunum ben
Gökyüzüne vurgunum ben
Mahpuslarda durgunum ben, durgunum ben
Mahpuslarda durgunum ben, durgunum ben
Metris'in önü kahveler
Kahvede can annem bekler
Metris'in önü kahveler
Kahvede can dostlar bekler
Dağlar, köyler türkü söyler, türkü söyler
Dağlar, köyler yolum gözler
Dağlar, köyler türkü söyler, türkü söyler
Dağlar, köyler yolum gözler
Geze geze yoruldum ben
Gökyüzüne vuruldum ben
Geze geze yoruldum ben
Gökyüzüne vuruldum ben
Mahpuslarda duruldum ben, duruldum ben
Mahpuslarda duruldum ben, duruldum ben
-
Yangınlar alevinden geçip de gelen dost
Yanar olmuş yüreğin, nar olmuş Lilişan
Yangınlar alevinden geçip de gelen dost
Yanar olmuş yüreğin, nar olmuş Lilişan
Sen insansın, sen insansın, sen insansın, sen insan
Sen insansın, hey Lilişan, sen insansın, sen insan
Sen insansın, sen insansın, sen insansın, sen insan
Sen insansın, hey Lilişan, sen insansın, sen insan
Ağır başlı kitaplar senin adına
En yiğit besteler seni söyler
Ağır başlı kitaplar senin adına
En yiğit besteler seni söyler
Dünyada şarkılar misali yaşayansın sen
Sen insansın, sen insansın, iki milyar cansın
Sen insansın, hey Lilişan, sen insansın, sen insan
Sen insansın, hey Lilişan, iki milyar cansın
Yangınlar alevinden geçip de gelen dost
Yelken gibi açılmışsın zalim rüzgâra
Yangınlar alevinden geçip de gelen dost
Yelken gibi açılmışsın zalim rüzgâra
Hey Lilişan, hey Lilişan
Gülmüşem, ağlamışam
Bir tuhaflık olmuş, olmuş
Dünya'nın hâli
Hey Lilişan, hey Lilişan
Gülmüşem, ağlamışam
Bir tuhaflık olmuş, olmuş
Dünya'nın hâli
Sen insansın, sen insan
-
Yağmur çiseliyor, yağmur çiseliyor
Yağmur çiseliyor, yağmur çiseliyor
Serezin esnaf çarşısında yağmur çiseliyor
Yağmur çiseliyor korkarak yavaş sesle
Bir ihanet konuşması gibi
Yağmur çiseliyor beyaz ve çıplak
Mürtet ayaklarının
Islak ve karanlık toprağın
Üstünde koşması gibi
Yağmur çiseliyor serezin esnaf çarşısında
Bir bakırcı dükkânının karşında
Bedrettinimin bir ağaca asılı
Yağmur çiseliyor
Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir
Ve yağmurdan ıslanan
Yapraksız bir dalda sallanan
Şeyhimin çırılçıplak etidir yağmur çiseliyor
Serez çarşısı dilsiz serez çarşısı kör
Havada konuşmamanın, görmemenin
Kahrolası hüznü
Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü
Yağmur çiseliyor
-
Canım benim güzel annem
Bir solukluk izin ver
Canım benim güzel annem
Bir solukluk izin ver
Analık hakkınla bağlama beni
Analık hakkınla bağlama beni
Aşk dedim sevda dedim umut dedi kavga dedim
Elimde gençliğim vardı
Onu verdim neyleyim
Aman annem canım annem
Bir solukluk izin ver
Aman annem canım annem
Bir solukluk izin ver
Analık hakkınla bağlama beni
Analık hakkınla bağlama beni
Aşk dedim sevda dedim umut dedim kavga dedim
Elimde gençliğim vardı
Onu verdim neyleyim
-
Gökte bulut, yerde kar seçilmez olmuş dağlar
Ne bir ses, ne bir ışık
Oy lili, oy lili, oy lili ağamsın sen
Paşamsın sen karanlık
Namlular ışıtmaz geceyi, oy lili
Çevirdiler gece vakti dağların gecesiydi
Aslan gibi bir yiğit
Oy lili, oy lili, oy lili ağamsın sen
Paşamsın sen karanlık
Kelepçe ışıtmaz geceyi, oy lili
Vurun beni kemik kemik
Sökün beni tırnak tırnak
Deri deri yüzün beni
Oy lili, oy lili, oy lili
Aslan gibi bir yiğit sevdası da sevda ha
Ne bir ses, ne bir ışık ağamsın sen
Paşamsın karanlık
İşkence ışıtmaz geceyi, oy lili
Oy lili hayran sana yarınlar bayram sana
Karanlığın devleri, cüceleri
Aydınlığın oy lili, oy lili
Gel sallana sallana bir oyana, bir bu yana
Çocukça düşe kalka derlenip toparlana
Oy lili, oy lili