A worried man with a worried mind
– Endişeli bir zihinle endişeli bir adam
No one in front of me and nothing behind
– Önümde kimse yok ve arkasında hiçbir şey yok
There’s a woman on my lap and she’s drinking champagne
– Kucağımda bir kadın var ve şampanya içiyor
***
Got white skin, got assassin’s eyes
– Beyaz tenli, suikastçının gözleri var
I’m looking up into the sapphire tinted skies
– Safir renkli gökyüzüne bakıyorum
I’m well dressed, waiting on the last train
– İyi giyindim, son trende bekliyorum
***
Standing on the gallows with my head in a noose
– Darağacında başım bir ilmek içinde duruyor
Any minute now I’m expecting all hell to break loose
– Şimdi her an tüm cehennemin kopmasını bekliyorum
People are crazy and times are strange
– İnsanlar deli ve zamanlar garip
I’m locked in tight, I’m out of range
– Sıkı bir şekilde kilitlendim, menzil dışındayım
I used to care, but things have changed
– Eskiden umursardım ama işler değişti.
***
This place ain’t doing me any good
– Burası bana iyi gelmiyor.
I’m in the wrong town, I should be in Hollywood
– Yanlış şehirdeyim, Hollywood’da olmalıyım.
Just for a second there I thought I saw something move
– Sadece bir an için orada bir şey hareket gördüğümü düşündüm
***
Gonna take dancing lessons do the jitterbug rag
– Dans dersleri alacağım jitterbug bezini yap
Ain’t no shortcuts, gonna dress in drag
– Kısayol yok, sürükleyerek giyineceğim
Only a fool in here would think he’s got anything to prove
– Burada sadece bir aptal kanıtlayacak bir şeyi olduğunu düşünebilir.
Lotta water under the bridge, lotta other stuff too
– Çok su köprünün altından, diğer şeyler çok çok
***
Don’t get up gentlemen, I’m only passing through
– Kalkmayın Beyler, sadece buradan geçiyorum.
People are crazy and times are strange
– İnsanlar deli ve zamanlar garip
I’m locked in tight, I’m out of range
– Sıkı bir şekilde kilitlendim, menzil dışındayım
I used to care, but things have changed
– Eskiden umursardım, ama işler değişti.
***
I’ve been walking forty miles of bad road
– Kırk mil kötü yolda yürüyordum
If the bible is right, the world will explode
– İncil doğruysa, dünya patlayacak
I’ve been trying to get as far away from myself as I can
– Kendimi olabildiğince uzaklaşmamız için uğraşıyorum olabilir
***
Some things are too hot to touch
– Bazı şeyler dokunmak için çok sıcak
The human mind can only stand so much
– İnsan zihni sadece bu kadar dayanabilir
You can’t win with a losing hand
– Kaybeden bir el ile kazanamazsın
***
Feel like falling in love with the first woman I meet
– Tanıştığım ilk kadına aşık olmak gibi hissediyorum
Putting her in a wheel barrow and wheeling her down the street
– Onu bir el arabasına koymak ve onu sokakta sürmek
People are crazy and times are strange
– İnsanlar deli ve zamanlar garip
I’m locked in tight, I’m out of range
– Sıkı bir şekilde kilitlendim, menzil dışındayım
I used to care, but things have changed
– Eskiden umursardım, ama işler değişti.
***
I hurt easy, I just don’t show it
– Kolay inciniyorum, sadece göstermiyorum
You can hurt someone and not even know it
– Birine zarar verebilir ve bunu bile bilmezsin
The next sixty seconds could be like an eternity
– Sonraki altmış saniye bir sonsuzluk gibi olabilir
***
Gonna get lowdown, gonna fly high
– Lowdown alacak, yüksek uçacak
All the truth in the world adds up to one big lie
– Dünyadaki tüm gerçekler büyük bir yalana katkıda bulunur
I’m love with a woman who don’t even appeal to me
– Bana bile hitap etmeyen bir kadına aşığım
***
Mr. Jinx and Miss Lucy, they jumped in the lake
– Bay Jinx ve Bayan Lucy, göle atladılar
I’m not that eager to make a mistake
– Bir hata yapmak için o kadar istekli değilim
People are crazy and times are strange
– İnsanlar deli ve zamanlar garip
I’m locked in tight, I’m out of range
– Sıkı bir şekilde kilitlendim, menzil dışındayım
I used to care, but things have changed
– Eskiden umursardım, ama işler değişti.