Urfa dağlarında gezer bir ceylan eman, eman, eman, eman Yavrusunu kaybetmiş, ağlıyor yaman Yavrusunu kaybetmiş, ağlıyor yaman *** Yavrumun derdine bulunmaz derman eman, eman, eman, eman, eman, eman, eman Gezme ceylan bu dağlarda, seni avlarlar Anaydan, babaydan, yârdan ayrı koyarlar *** Gezme ceylan bu dağlarda, seni avlarlar Anaydan, babaydan, yârdan ayrı koyarlar Gezme ceylan bu dağlarda, seni avlarlar Anaydan, babaydan, yârdan ayrı koyarlar *** Urfanın etrafı dumanlı dağlar eman, eman, eman Urfanın etrafı dumanlı dağlar eman, eman, eman Cigerim yanıyor yâr yâr, gözlerim ağlar Cigerim yanıyor yavrum, gözlerim ağlar *** Benim zalım derdim cihanı yakar eman, eman, eman Benim zalım derdim dünyayı yakar eman, eman, eman Gezme ceylan bu dağlarda, seni avlarlar Anaydan, babaydan, yârdan ayrı koyarlar *** Gezme ceylan bu dağlarda, seni avlarlar Anaydan, babaydan, yârdan ayrı koyarlar Gezme ceylan bu dağlarda, seni avlarlar Anaydan, babaydan, yârdan...

Cismin gibi ruhun da güzel zannedip ey mah Sevmiş idi kalbim seni ancak seni billah Ruhum meğer o hoş bedenin aksi imiş pek Aldanmaz iken didemi aldattı gözün ah.

Her zaman bir Vâmık u 'Azrâ olur 'âlem bu ya Nev-be-nev efsâneler peydâ olur 'âlem bu ya Kabz u bastı kıl tefekkür 'âleminde ol gönül Fasl-ı sermânın sonu germâ olur 'âlem bu ya Görme ahkar kimseyi cânâ kader mechûldür Hakk'ın ednâ bir kulu a'lâ olur 'âlem bu ya

Neş’eyle geçen ömrümü eyvah keder ettin Şen gönlümü bir kül gibi yaktın heder ettin Yıllar yılı zâlim bana sen bak neler ettin Şen gönlümü bir kül gibi yaktın heder ettin

Ey nice dağlar başında böyle efgan edeyim Yok ki bir yar-i şefikim hal-i zarı söyleyim Olsa da şimden gerü gönlüm yıkıldı neyleyim Bu harabad-ı gamda ne var ki peyleyim Nale ney eşkım şarab dildarım olsun

Bî-karar olmaktı sevmekten murâdı gönlümün Bir karar ettim fakat ah dün de sen var olmadın Bahtiyâr olmaktı sevdadan muradı gönlümün Bahtiyar düşman kesildi sen bana yar olmadın.

Bir hoş hırâm tâze civân aldı gönlümüz Dâm-ı hayâl-i zülfe düşüp kaldı gönlümüz Her dem visâl-i va’d ile aldar o işve-bâz Bahr-i ümmîd-i vasla gelip daldı gönlümüz

Çeşm-i cellâdın ne kanlar döktü kağıthâne’de Çağlayan fevvâre-i hun-i ciğer dil-hânede Bakma, kaç âhu hırâmım tutmasın bu kan seni Çağlayan fevvâre-i hun-i ciğer dil-hânede

Çalıma Bak Efede (Haydindi Efede) Nasıl Durmuş Tepede (Haydindi Tepede) Açık Saçık Bele De (Haydindi Bele De) Tarabulus Fese De (Haydindi Fese De) Başı Göğe Eriyor (Haydindi Eriyor) Bulutlara Giriyor (Haydindi Giriyor) Efe Delikanlıdır (Haydindi Kanlıdır) Şanlıdır Hem Anlıdır (Haydindi Anlıdır) Gözleri Dumanlıdır (Haydin Dumanlıdır) Sanki Dokuz Canlıdır (Haydindi Canlıdır) Feleğe Taş Atıyor (Haydindi Atıyor) Halka Tafra Satıyor (Haydindi Satıyor)

Cismin gibi rûhun da güzel zannedip ey mâh Sevmiş idi kalbim seni, ancak billâh Ruhun meğer o hoş bedenin aksi imiş pek Aldanmaz iken, didemi aldattı gözün ah