-
İnsan
eşref-i mahlûkattır derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı
damar kesildi, kandır akacak
ama kan kesilince damardan sıcak
sımsıcak kelimeler boşandı
aşk için karnıma ve göğsüme
ölüm için yüreğime sürdüğüm eczâ uçtu birden
aşk ve ölüm bana yeniden
su ve ateş ve toprak
yeniden yorumlandı.
***
Dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmayacak
kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın
yanık yağda boğulan yapıların arasında
delirmek hakkını elde bulundurmak
rahma çağdaş terimlerle yanaşmak için
bana deha değil
belgeler gerekli
kanıtlar, ifadeler, resmi mühür ve imza
gençken
peşpeşe kaç gece yıllarca
acıyan, yumuşak yerlerime yaslanıp uçardım
bilmezdim neden bazı saatler
alaturka vakitlere ayarlı
neden karpuz sergilerinde lüküs yanar
yazgı desem
kötü bir şey dokunmuş olurdu sanki dudaklarıma
Tokat
aklıma bile gelmezdi
babam onbeşli olmasa.
***
Meyan kökü kazarmış babam kırlarda
ben o yaşta koltuğumda kitaplar
işaret parmağımda zincir, cebimde sedef çakı
cebimde kırlangıçlar çılgınlık sayfaları
kafamda yasak düşünceler, Gide mesela.
Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm
her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana
gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar
resimli bir kitaptan çalardım hayatımı
oysa hergün
merkep kiralayıp da kazılan kökleri
Forbes firmasına satan babamdı.
***
Budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güç bela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
Solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler içinde kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
***
İnsanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
Ezan sesi duyulmuyor
Haç dikilmiş minbere
Kâfir Yunan bayrak asmış
Camilere, her yere
***
Öyle ise gel kardeşim
Hep verelim elele
Patlatalım bombaları
Çanlar sussun her yerde
***
Çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere:Tanrı uludur Tanrı uludur
polistir babam
Cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalnız
coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
nüfus cüzdanımda tuhaf
ekmek damgası durur
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sanarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
fly Pan-Am
drink Coca-Cola
***
Tutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
Ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı.
***
Orada
aşk ve çocuk
birbirine katışmaz
nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
kendi tehlikesi peşinden gider insan
putların dahi damarından
aktığı güne kadar
sürdürür yorucu kovalamacayı.
***
Hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
Nerde, hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan
parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
Hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
takvim yapraklarının arasını dolduran
nedir o katı şey
ki gücü
gönlün dağdağasını durultacak?
Hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
Ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla Varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim.
-
Tüm hatıralar resimler
Sende kalsın
Ne güven ne inancım
Kalmadı aşka
***
Tüm hatıralar resimler
Sende kalsın
Ne güven ne inancım
Kalmadı aşka
***
Eskidendi her lafına
Saygıyla eğildiğim o günler
Şimdilerde kalbimde
Hiç bir etkin yok
Bu daha da güzel
Etkin yok
Bu daha da güzel
***
Kader kader kader deyince hep
Kendime kızıyorum
Neden neden bu kalbime acı veren
Zalimi seviyorum
***
Kader kader kader deyince hep
Kendime kızıyorum
Neden neden bu kalbime acı veren
Zalimi seviyorum
***
Tüm hatıralar resimler
Sende kalsın
Ne güven ne inancım
Kalmadı aşka
***
Eskidendi her lafına
Saygıyla eğildiğim o günler
Şimdilerde kalbimde
Hiç bir etkin yok
Bu daha da güzel
Etkin yok
Bu daha da güzel
***
Kader kader kader deyince hep
Kendime kızıyorum
Neden neden bu kalbime acı veren
Zalimi seviyorum
***
Kader kader kader deyince hep
Kendime kızıyorum
Neden neden bu kalbime acı veren
Zalimi seviyorum
***
Kader kader kader deyince hep
Kendime kızıyorum
Neden neden bu kalbime acı veren
Zalimi seviyorum
***
Kader kader kader deyince hep
Kendime kızıyorum
Neden neden bu kalbime acı veren
Zalimi seviyorum
-
Verilen hangi söz tutuldu ki?
Söyle şimdi hangimiz mutlu ki?
Tek taraflı bittiğine değdi mi?
Hangimiz başını önüne eğdi?
***
Kimi sever gider kimi üzer gider
Kişiye göre de değişebiliyor
Kimine can feda kimi bir elveda
Diyemeden de bitirebiliyor
***
Görmeyeli ne çok oldu demişsin
Kim bilir nasıl nicedir halin?
Hatrımı da sorar olmuş
Değişmişsin zamanla sen de bir hayli
***
Sen gideli çok oldu
Alıştım bendeki hüznün çocuksu hali
İçimde sen varsın bu yüzden
Kendime iyi baktım bir hayli
***
Verilen hangi söz tutuldu ki?
Söyle şimdi hangimiz mutlu ki?
Tek taraflı bittiğine değdi mi?
Hangimiz başını önüne eğdi?
***
Kimi sever gider kimi üzer gider
Kişiye göre de değişebiliyor
Kimine can feda kimi bir elveda
Diyemeden de bitirebiliyor
***
Görmeyeli ne çok oldu demişsin
Kim bilir nasıl nicedir halin?
Hatrımı da sorar olmuş
Değişmişsin zamanla sen de bir hayli
***
Sen gideli çok oldu
Alıştım bendeki hüznün çocuksu hali
İçimde sen varsın bu yüzden
Kendime iyi baktım bir hayli
-
Hiç kimse dinlemiyor kalbin ne söylediğini
Kimse gerçeği duymuyor
Hayat yokuşlarında yalan savaşlarıyla
Kimse gerçeğini görmüyor
***
Yıllar sonra anıların üzülerek hatırlanacak
Pişmanlık ne kaderini ne de peşini bırakmayacak
Aşkın kor, soğuk sularına kapılmayacak
O an bi' daha yaşanmayacak
***
Gidecek yerin yok, çalacak bir kapın yok
Anlarsın yalnız kaldın mı bu dünyada
Diyecek sözün çok ama dinleyen yok
Yoruldum yanlış sevmekten yalan dünya
***
Hiç kimse dinlemiyor kalbin ne söylediğini
Kimse gerçeği duymuyor
Hayat yokuşlarında yalan savaşlarıyla
Kimse gerçeğini görmüyor
***
Yıllar sonra anıların üzülerek hatırlanacak
Pişmanlık ne kaderini ne de peşini bırakmayacak
Aşkın kor, soğuk sularına kapılmayacak
O an bi' daha yaşanmayacak
***
Gidecek yerin yok, çalacak bir kapın yok
Anlarsın yalnız kaldın mı bu dünyada
Diyecek sözün çok ama dinleyen yok
Yoruldum yanlış sevmekten yalan dünya
***
Gidecek yerin yok, çalacak bir kapın yok
Anlarsın yalnız kaldın mı bu dünyada
Diyecek sözün çok ama dinleyen yok
Yoruldum yalnız kalmaktan yalan dünya
-
Senin her hâlin (güzel) sevmeye talim
İtiraz etmem, elinde istikbalim
Ne kadar kırsan kalp karşı gelmez
Sen bi' şans versen sırtım yere gelmez
***
Ne yarım bıraktın ne de tam tamına
Hakkını verdin
Ner'de bende o deli cesareti, olsa
Direkt yan çizerdim
***
Bi' güzellik yapsana
Gece benle kalsana
Kitabına uydur, gel
Uysa da uymasa da
***
Çekeceğin var elimden
Alacaklıyım teninden
Ne dediğimi anladın sen
Acil durum, uyansana
***
Bi' güzellik yapsana
Gece benle kalsana
Kitabına uydur, gel
Uysa da uymasa da
***
Çekeceğin var elimden
Alacaklıyım teninden
Ne dediğimi anladın sen
Acil durum, uyansana
***
Senin her hâlin (güzel) sevmeye talim
İtiraz etmem, elinde istikbalim
Ne kadar kırsan kalp karşı gelmez
Sen bi' şans versen sırtım yere gelmez
***
Ne yarım bıraktın ne de tam tamına
Hakkını verdin
Ner'de bende o deli cesareti, olsa
Direkt yan çizerdim
***
Bi' güzellik yapsana
Gece benle kalsana
Kitabına uydur, gel
Uysa da uymasa da
***
Çekeceğin var elimden
Alacaklıyım teninden
Ne dediğimi anladın sen
Acil durum, uyansana
***
Bi' güzellik yapsana
Gece benle kalsana
Kitabına uydur, gel
Uysa da uymasa da
***
Çekeceğin var elimden
Alacaklıyım teninden
Ne dediğimi anladın sen
Acil durum, uyansana
***
Uyansana
***
Bi' güzellik yapsana
Gece benle kalsana
Kitabına uydur, gel
Uysa da uymasa da
***
Çekeceğin var elimden
Alacaklıyım teninden
Ne dediğimi anladın sen
Acil durum, uyansana
***
Bi' güzellik yapsana
Gece benle kalsana
Kitabına uydur, gel
Uysa da uymasa da
***
Çekeceğin var elimden
Alacaklıyım teninden
Ne dediğimi anladın sen
Acil durum, uyansana
-
Yüreğim dargın sabahlarda
Uykusuz akşamlardan kalma
Zaman geçmek bilmiyor sorma
Canına yandığım
***
Daha dün gibi her şey aklımda
Mutluluk fotoğraflarında
Yalan yoktu inanmıştım ben sana
Şeytana aldandım
***
Söyle nasıl unutur insan canından koparıp
Bir ömür ağlasam yine de sönmez yangını
Böyle gün kavuşmaz zordur yarını
Bağrıma taş basarım çok gördüysen aşkını
***
Söyle nasıl unutur insan canından koparıp
Bir ömür ağlasam yine de sönmez yangını
Böyle gün kavuşmaz zordur yarını
Bağrıma taş basarım çok gördüysen aşkını
***
Yüreğim dargın sabahlarda
Uykusuz akşamlardan kalma
Zaman geçmek bilmiyor sorma
Canına yandığım
***
Daha dün gibi her şey aklımda
Mutluluk fotoğraflarında
Yalan yoktu inanmıştım ben sana
Şeytana aldandım
***
Söyle nasıl unutur insan canından koparıp
Bir ömür ağlasam yinede sönmez yangını
Böyle gün kavuşmaz zordur yarını
Bağrıma taş basarım çok gördüysen aşkını
***
Söyle nasıl unutur insan canından koparıp
Bir ömür ağlasam yinede sönmez yangını
Böyle gün kavuşmaz zordur yarını
Bağrıma taş basarım çok gördüysen aşkını
***
Söyle nasıl unutur insan canından koparıp
Bir ömür ağlasam yinede sönmez yangını
Böyle gün kavuşmaz zordur yarını
Bağrıma taş basarım çok gördüysen aşkını
-
Kendimize lüzumsuz bir savaş yarattık
Hâliyle sağ salim çıkamadık
Deli ruh hâli bazen iyi gelir ama biz çok abarttık
Yolumuzun üstündeki kötü yükleri hep sırtımıza çıkardık
***
Aldığımız hasarları
Ziyansız saydık
***
Zor gibi gelmedi, oyundu bize tabii
Demlenmedi ki ruhumuzun feri
Büyümeyecektik, itiraf et hadi
***
Tek iyi olduğumuz sevişmeler de bitti
Yok oldu tutku ve ten uyumu
Sahte hikâyenin sahte hazin sonu
Oh-oh
***
Kendimize lüzumsuz bir savaş yarattık
Hâliyle sağ salim çıkamadık
Deli ruh hâli bazen iyi gelir ama biz çok abarttık
Yolumuzun üstündeki kötü yükleri hep sırtımıza çıkardık
***
Aldığımız hasarları
Ziyansız saydık
***
Zor gibi gelmedi, oyundu bize tabii
Demlenmedi ki ruhumuzun feri
Büyümeyecektik, itiraf et hadi
***
Tek iyi olduğumuz sevişmeler de bitti
Yok oldu tutku ve ten uyumu
Sahte hikâyenin sahte hazin sonu
Oh-oh
***
Oh-oh
***
Tek iyi olduğumuz sevişmeler de bitti
Yok oldu tutku ve ten uyumu
Sahte hikâyenin sahte hazin sonu
***
Zor gibi gelmedi, oyundu bize tabii
Demlenmedi ki ruhumuzun feri
Büyümeyecektik, itiraf et hadi (itiraf et hadi)
***
Tek iyi olduğumuz sevişmeler de bitti
Yok oldu tutku ve ten uyumu
Sahte hikâyenin sahte hazin sonu
Oh-oh
-
Son sözüm kalmadı söyleyecek sana
Sadece birkaç küçük sitem
Belki onlar da eriyip gidecek
Mutlu olduğunu bilsem
***
Göz görmeyince gönül katlanır derler
Ondan biraz uzak olsam yeter
Ama hiç yalnız bırakmaz anılar
Çünkü en çok mesafeyi severler
***
Ben birkaç parça anıyla sarhoş oldum bugün
Ve mutluluğum kaldı dağlar ardında
Çünkü yoksun yanımda
Neyleyim İstanbul'u sonbaharda?
Sen çünkü yoksun yanımda
Neyleyim İstanbul'u sonbaharda?
***
Şimdi hiç gücüm yok sana geri dön demeye
Çünkü ayrılık vardı sözlerinde
Hem zaten başkasını bulmuşsundur
Hakkım yok rahatsız etmeye
***
Ben birkaç parça anıyla sarhoş oldum bugün
Ve mutluluğum kaldı dağlar ardında
Çünkü yoksun yanımda
Neyleyim İstanbul'u sonbaharda?
Sen çünkü yoksun yanımda
Neyleyim İstanbul'u sonbaharda?
***
Çünkü yoksun yanımda
Neyleyim İstanbul'u sonbaharda?
-
Bi'kaç cümle yazmak istedi canım bugün
Kendimi bir anda yanında buldum
Her şeyi kenara itip biraz ben oldum
Düşünüp durdum, karışık aklımdan medet umdum
***
Çok kalabalıktı hayatım, yoruldum
Zorladım ama olmadı, ben de duruldum
Başı boş sayfaya koca bir ünlem koydum
Kağıdı kalemi bırakıp teslim oldum
Kağıdı kalemi bırakıp teslim oldum
***
Bi'kaç cümle yazmak istedi canım bugün
Kendimi bir anda yanında buldum
Her şeyi kenara itip biraz ben oldum
Düşünüp durdum, karışık aklımdan medet umdum
***
Çok kalabalıktı hayatım, yoruldum
Zorladım ama olmadı, ben de duruldum
Başı boş sayfaya koca bir ünlem koydum
Kağıdı kalemi bırakıp teslim oldum
Kağıdı kalemi bırakıp teslim oldum
***
Teslim oldum
***
Teslim oldum
Kağıdı kalemi bırakıp teslim oldum
***
Teslim oldum
Kağıdı kalemi bırakıp teslim oldum
-
Ah seni bir kaşık suda boğarım ben
İki suda yıkarım suratıma bir bak
Bana deli meli diye boşuna demezler yutmam
Serseri âşık numarası yapmam
Dedikodu sevmem manevra bilmem
Küt diye lafı koyarım ben içimde tutmam
***
Yalancısın
Kendini bilmez iftiracısın
Bir kendin ol bir destur de
Bir efendi ol bir özür dile
Ele güne bile bile döne döne rezil olma
***
Yalancısın
İpe sapa gelmez kelepir yancısın
Bir kendin ol bir destur de
Bir efendi ol bir özür dile
Ele güne bile bile göre göre rezil olma
Aa aa
Yine mi sen?
-
Dön bir bak, nasıl gülerdik eskiden
Karanlık bu aşkın tabiatında yokken
Tarifsiz acılar bile hep sende son bulurken
İkimiz de bak aşkı içimizde yaşıyor olduk
***
Dön bir bak, nasıl gülerdik eskiden
Karanlık bu aşkın tabiatında yokken
Tarifsiz acılar bile hep sende son bulurken
İkimiz de bak aşkı içimizde yaşıyor olduk
***
Bi' yanım sana fena kızgın
Bi' yanım sana hâlâ feda
***
Sana çok kızmış olsam da seni geri çeviremiyorum
Öfkeyle kalkıp otursam da zararını seviyorum
Sana çok kızmış olsam da seni geri çeviremiyorum
Öfkeyle kalkıp otursam da zararını seviyorum
***
Yâr elinden aşk canımı yaksa da yudum yudum
Bu çıldırmış hikâyelerin bi' mutlu sonu var mı?
E, o bize uyar mı?
***
Dön bir bak, nasıl gülerdik eskiden
Karanlık bu aşkın tabiatında yokken
Tarifsiz acılar bile hep sende son bulurken
İkimiz de bak aşkı içimizde yaşıyor olduk
***
Bi' yanım sana fena kızgın
Bi' yanım sana hâlâ feda, feda, feda
***
Sana çok kızmış olsam da seni geri çeviremiyorum
Öfkeyle kalkıp otursam da zararını seviyorum
Sana çok kızmış olsam da seni geri çeviremiyorum
Öfkeyle kalkıp otursam da zararını seviyorum
***
Yâr elinden aşk canımı yaksa da yudum yudum
Bu çıldırmış hikâyelerin bi' mutlu sonu var mı?
E, o bize uyar mı?
***
E, o bize uyar mı?
E, o bize uyar mı?
-
Dön bir bak, nasıl gülerdik eskiden
Karanlık bu aşkın tabiatında yokken
Tarifsiz acılar bile hep sende son bulurken
İkimiz de bak aşkı içimizde yaşıyor olduk
***
Dön bir bak, nasıl gülerdik eskiden
Karanlık bu aşkın tabiatında yokken
Tarifsiz acılar bile hep sende son bulurken
İkimiz de bak aşkı içimizde yaşıyor olduk
***
Bi' yanım sana fena kızgın
Bi' yanım sana hâlâ feda
***
Sana çok kızmış olsam da seni geri çeviremiyorum
Öfkeyle kalkıp otursam da zararını seviyorum
Sana çok kızmış olsam da seni geri çeviremiyorum
Öfkeyle kalkıp otursam da zararını seviyorum
***
Yâr elinden aşk canımı yaksa da yudum yudum
Bu çıldırmış hikâyelerin bi' mutlu sonu var mı?
E, o bize uyar mı?
***
Dön bir bak, nasıl gülerdik eskiden
Karanlık bu aşkın tabiatında yokken
Tarifsiz acılar bile hep sende son bulurken
İkimiz de bak aşkı içimizde yaşıyor olduk
***
Bi' yanım sana fena kızgın
Bi' yanım sana hâlâ feda, feda, feda
***
Sana çok kızmış olsam da seni geri çeviremiyorum
Öfkeyle kalkıp otursam da zararını seviyorum
Sana çok kızmış olsam da seni geri çeviremiyorum
Öfkeyle kalkıp otursam da zararını seviyorum
***
Yâr elinden aşk canımı yaksa da yudum yudum
Bu çıldırmış hikâyelerin bi' mutlu sonu var mı?
E, o bize uyar mı?
***
E, o bize uyar mı?
E, o bize uyar mı?