Dünü kısa yaşı küçük bir ceylan Yara almış habersiz zor yıllardan O dost yüzü saran yama yüzlerde Elde hüzün habersiz yarınlardan Sancıları oyun sandı yaşamaya sevdalandı Ne bilir toy yalan dünya ona zindandı *** Çamurlu geçmişin sözde devrimi Gösterir kardeşe sahte yüzleri Ateşten denizler sarsa her yeri Haykırır dağların genç yürekleri

Gidiyorum buralardan Bana şans dile Elveda demiyorum Ayrıldık diye Biliyorsun döneceğim Günün birinde Bu dargınlık bu sitem Bilmem ki niye Yaşam kavgasıdır bu Bir ordayım bir burada Gönlümün yarısını Bırakıyorum burada Gidiyorum gidiyorum Bana şans dile Elveda demiyorum Ayrıldık diye Söylenecek ne kalmış ki ayrılık için Gönüllerde ayrı ayrı hep biçim biçim Ne mahpusluk ne ölüm var derdimiz geçim Bu dargınlık bu sitem bilmem ki niçin.

Bir pazar sabahıydı ankara kar altında Zemheri ayazıydı yaz güneşi koynumda Ucuz can pazarıydı kalemin düştü kana Zalimler pusudaydı bedenin param parça Ucuz can pazarıydı kalemin düştü kana Uğurlar olsun, uğurlar olsun Sevdalı bulutlar yoldaşın olsun Bir keskin kalem, bir kırık gözlük Yürekli yiğitlere hatıran olsun Çevirdin anahtarı apansız bir ölüme Şarapnel parçaları saplandı yüreğime Ucuz can pazarıydı kan doldu gözlerime İsimsiz korkuları katmadım yüreğime Bembeyaz doğruları yaşadım ölüme.

Geldiğimizde otlar yemyeşildi Ve kuzeydeydi güneş Kömür deposu boşaldı işte Mamağa son bahar geldi Güneş altında tutsaklar Geçen son bahara bakıyorlar Şirin mi şirin gece kondu evleri Samsun asfaltında otomobiller Ne güzeldir yollarda olmak şimdi.