-
Şimdi size sunacağımız parçaya
Ben Cem Karaca olarak
Akrabalık bağları açısından özel bir ilgi
Ve de sevgi duymaktayım
Evet, parçamızın adı "Alageyik"
Bilmem anlatabildim mi
Ben karaca, o da alageyik
E kendisi uzaktan yeğenim olur biraz
***
Ben de gittim bir geyiğin avına
Ben de gittim bir geyiğin avına
Geyik de çekti beni kendi dağına
***
Geyik de çekti beni kendi dağına
Dağına
***
Bundan çağlar önceydi
Toros yaylarının yüksek dağ köylerinde kişiler
Akıllı, uslu ve mutlu sürdürürlerdi geleneksel yaşantılarını
Öykümüze konu olan gençte bu mutlu kişilerden biriydi
Ve tüm yaşıtları gibi terler terlemez bıyıkları
Atına atladığı gibi geyik avına giderdi
Bu avlar, çok kere günler, günler boyu sürer
Ve onu sütüyle besleyip beşiklerde beleyen anası
Bakarken gözünden kıskanarak, sakınarak bakan sevdalısı
Yaşlı gözlerle beklerlerdi dönüşünü
Gel etme, gel vazgeç şu geyik avından, bunun sonu hayretmez
Derlerse de dinletemezlerdi ki
Önceleri onları dinler sanırdın yiğidimi
Hele oturup çamdan bardaklar oyarken görünce onu
Bardaklar da bardaktı hani
Belle ki Toros'un tüm güzellikleri nakış olmuş üstüne
Kız oğlan kız bardaklar oyardı ince belli
Ama birden durulur günlerden birinde
Ve sanki çağırırmış gibi Toros'un tüm geyikleri birlik olmuşçasına onu
Kopar giderdi ansızın
Ve kambur felek etti sonunda edeceğini
Güzel bir ala geyiğin peşinde soluk soluğa sıçrarken koyaklardan yukarı
Daha yukarı, daha yukarı...
***
Devrisi günü daş dibinde yatar buldular onu, kanlı, upuzun
Gün o gündür bu öykü kulaktak kulağa, kuşaktan kuşağa
Toros yaylarının kekik otlarının, dağ çiçeklerinin kokusuna karışarak
Bize kadar vardı
Bizden sonra da varacak her hâl, bizden sonrakilere
Ve soruldukta nedir deyu ol hikayât, ol kara sevda, ol destan...
Dememiz "Alageyik Destanı'dır" yarenler
***
Ak bilekler daş dibinde çürüdü
Ak bilekler daş dibinde çürüdü
Kurban siz gidin avcılar, galdım kaya başında
Aman aman aman, kayalar başında
Siz gidin gardaşlar, kaldım kaya başında
Aman aman, kayalar başında
***
Sabahtan kalktım ki, ezan okunur
***
Ezan sesi yâr, yâr, yâr, yâr, yâr
Yüreğime, yüreğime dokunur
***
Duyar düşmanların
Öldün deyi kınalar, kınalar, kınalar, kınalar yakılır
Uyan Mehmed'im, uyan Mehmed'im, sinem, bülbülüm
***
Yüksek yaylalarda yâri, yâri, yâri, yâri, yâri, yâri
Beşiğini, beşiğini beledim
***
İndim alçaklara ölük ölük eledim
Gittin geyik avına, gel etme eyleme
Gel etme eyleme, dedim de
Dinletemedim de kurban olayım şahan oğlum, yiğit oğlum
Şimdi ne yatarsın daş dibinde yâri, yâri, yâri
Kanlı upuzun
Uyan Mehmed'im, sinem, bülbülüm
Etme uyan
Etme kalk
Yâr
-
Ah benim şaşkın kalbim, adam olmuyor.
Her gelen gideni vallahi mumla aratıyor,
Yoksa yenilir yutulur gibi değil yalanların,
Allah’ın sevdiği kuluyum ki kurtarıyor.
***
Ah bir kansaydım,
Sözüne inansaydım,
Aşık olsaydım of!
Allah korumuş.
***
Yüzü güzel olan canım, kırk gün sevilir.
Gönlü güzel olan canım, kırk yıl beklenir.
Zaten seni tanıyalı bir hayli oldu,
Kırk gün bana çok gelir, zamanın doldu.
-
Söyleyin o yare dönmesin geri,
Bende ona ait hiç bir şey yok.
Bir can borcum kaldı o da Allah’a
Ondan başka hesabım yok.
***
Savurmuşum rüzgara bütün öfkelerimi,
Ona söyleyecek tek sözüm bile yok.
Kırılmışım çoktan, yakmışım her şeyi
Pişmanlık çözüm değil, ben yanmışım
Küsmüşüm hayata, darılmışım.
***
Aşk burada oturmuyor çalma kapımı,
Çok bekledi birini, ama duramadı.
Hep kandırdı kendini çocuksu yalanlarla,
Bir zalimmiş onu yıkan ama söylemedi adını.
-
Demek sana uygun degiLim..
Hem deli hem serseriyim..
Bu sözlerini unutma ...
Yaz yaz yaz bir tarafa...
Sonunda benim olacaksin sen...
Şiiitt çıtırım nerdesin sen...
Evim yakın gel istersen..
Bir acı kahve Pişir ...
Kırk yıl dost lalmak istersen...
-
Hiçbir bahara açmadım gönlümü,
Sen kaç mevsim eskittin.
Beni sevmeyen seni aldatamadım
Hasretmiş ölüm dedikleri.
***
Bin kere öldüm ben,
Her gün yine dirildim
Bakma öyle yüzüme
Seni seven o deli ben değilim.
***
Bakma öyle yüzüme yakan gözlerle,
Sana bir daha dönmeyeceğim
Seni bir daha sevmeyeceğim
Ölüme razıyım ama gelmeyeceğim.
-
Sandım, gönlümün sultanısın,
Yok be! bende şans yok.
İnandım bir zalime.
***
Dokunuşunun saltanatı,
Kalmadı bedenimde.
Sensizlik kanıma işlemiş,
Acırım şimdi o haline.
***
Sen ucuz aşkların en güzel sevgilisi,
Savaşma, uğraşma, yok başka bir çaresi,
Aşk pazarına çık, arama üçü beşi,
Elinde patlamasın aşk
-
Yokluğun kırıyor, tutunduğum tek dalım sabrımı.
Elimden ne gelir ki? Tanrıya dualarım.
Bilirim getirmez seni bana, nafile gözyaşlarım.
Kanayan yüreğim gebe, sensiz kederlere.
***
Belki ümitlerim, belki hayallerim
Senle son olsa da,
Yalnız seni severim.
***
Daralır gündüz gece bana, kiracıyım
Yok olur ümitlerim, bi çareyim
Ecelimse, hiç üzülme buna
Sevdan bahane.
-
-
Canım içime bir yangın düştü,
Sana nasıl anlatsam ki, anlasan.
Ecel yola çıkmış geliyor,
Birkaç güne kalmaz çalar kapımı.
***
Ama sen üzülme,
Söz ver bana,
Sen beni göremesen de,
Ben hep senin yanında olacağım,
Uzaktan sana bakacağım.
Sen mutlu oldukça cantanem,
Ben orda rahat uyuyacağım.
***
Kendine iyi bak, oğlumuza da birtanem.
Yokluğumu belli etme sakın,
Yıkılma benden sonra birtanem,
İçim yanar, hoşça kal.
-
Beni bana bırak,
Hiçbir avuntuyu sokma kalbime.
Ben dürüstçe paylaşırım, her acımı yüreğimle.
***
Susuyorsam, sebebi var.
O da bende kalsın, bu deli yürekte.
Sorgulama, üstüme varma,
Bu aşk benim,
Bu acı benim, dokunma!
***
Şaşırma suskunluğuma,
Seni böyle sevmese bu deli yürek,
***
İstanbul’u başına yıkardım,
Ne yasak, ne günah tanımazdım.
Öyle değerlisin ki bu yürekte,
Sen zalim olsan da, ben kıyamadım.
-
Bi kulağım doldu yalanlarınla,
Diğerine anlat.
Farklı cümleler kur bu sefer,
Diğerleri bayat.
***
E ne yapmalı, ne etmeli diye,
Bana mı soruyorsun.
Sende bir parça gurur olsa,
Burda ne işin var.
***
Ooo! çoktan unuttum,
Yerini doldurdum.
Varsa yoksa şimdi,
Yeni aşkım var.
Çokta mutluyum şimdi sensiz,
Buldum mutluluğu, sana inat.
-
Bugünde açmadın çiçeğim,
Bugünde doğmadın güneşim,
Bu hasret uzun oldu, gelmedin.
Bu acımı dindirmedin.
***
Yar senin için, dağlarımı deleyim
Yar senin için, daha kaç kalp kırayım
Yar adını göklere mi yazayım
Seni özlemekten yoruldum.
***
Ne zormuş gömüp
Gözyaşlarıma avuçlarını,
Sensizliğe sığınmak.
Şehre dağılıyor efil efil yüzün,
Zifir bir gece geçiyor koynumdan.
Sol yanıma içli bir şarkı çöküyor.
Söküp atmalıyım bu yarayı yar.
Kanatıp günün göğsünü,
Sarmalıyım seni hercai sevişlere.
Neyleyim ki,
Yorgun yüreğime sığdırdım gidişini.
***
Öyle yabancı bir evdeyim,
Öyle yabancı serzenişlerde…
Bütün yağmurlar sensiz yağar şimdi,
Hüzzam makamında bütün mevsimlerim.
Düşlerim sararmış gülüşlere dökülür.
Neyleyim ki,
Yorgun yüreğime sığdırdım gidişini yar.
Varsın sende dursun bütün saatler,
Kalsın bir gece daha ellerin,
Ellerinde bir ömür tükensin.
Dilimin ucunda yarım yamalak bir mazi,
Çıldırasıya savrulup dursun takvimler,
Gitme dağılıp her günüme,
Yoruldum beklemekten,
Yoruldum.
-
Aşk deme, sevgi deme, yaşadığımız şeylere.
Yalanla dolanla işi olmaz aşkın,
Öyle öğrettiler bize.
***
Senin derdin ye kürküm ye,
Uğurlar olsun, sana güle güle.
***
Ucu ucuna denk getir de, iki laf et
Yalan dolansız olsun.
Başarabilirsen yüzüm kızaracak
O da benden olsun.
-
-