Rasulullah (s.a.v)'in hayatını anlamak ve hayatımıza tatbik etmek,Müslümanlar açısından ihmal edilmemesi gereken bir yükümlülüktür. Biz inanıyoruz ki Kur'an onun hayatında şekillenmiş ve ruh bulmuştur. İnsan hayatının her evresinde ve her alanında örnek uygulamalar sevgili peygamberimizin hayatında mevcuttur. Sadece Rasulullah (s.a.v) değil onun sahabeleri, yol arkadaşları ve ehl-i beyti de İslam'ın nasıl yaşanması gerektiğini en güzel biçimde göstermişlerdir.
Kur'ân'da geçen şu ayetler Allah Rasulü (s.a.v.)'in insanlara bir örneklik ve yaptıklarının, uygulamalarının hayata geçirilmesi gerektiğini beyan eder:
"Allah'ın o kent halkından, Resulüne verdiği ganimetler, Allah'a, Resul'e, ona akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir. Ta ki içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir." (Haşr ,7)
"Şanım hakkı için muhakkak ki size Resullulah'da pek güzel bir örnek vardır. Allah'a ve son güne ümit besler olup da Allah'ı çok zikreden kimseler için." (Ahzab, 21)
"Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanlara vahyedileni açıklayasın. Belki onlar da düşünürler." (Nahl,44)
"O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz. O(nun konuşması kendisine) vahyedilenden başkası değildir." (Necm, 3-4)
(Ey müminler!) Peygamberin davetini, aranızdan bazınızın bazınıza daveti gibi zannetmeyin. İçinizden, birini siper ederek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, O'nun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar. (Nur,63)
Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik. (Nisa, 80)
Rasulullah (s.av.), Veda Hutbesi'nde ümmetine şu şekilde vasiyet eder:
"Ey mü'minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı Kur-ân-ı Kerim ve Peygamberin sünnetidir."
Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah şöyle buyurmuştur:
"Kaçınanlar hariç ümmetimin hepsi cennete girecektir." "Ya Rasulullah, kim (cennete girmekten) kaçınır ki?" denildi. "Bana uyan cennete girer; uymayıp isyan eden cennete girmekten kaçınmış demektir" buyurdu. (Buhari, İ'tisam, 2)
Yine Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Peygamber şöyle buyurmuştur.:
"Ben sizi (kendi halinize) bıraktığım sürece, siz de beni kendi halime bırakın. Sizden önceki milletler, ancak peygamberlerine çok soru sormaları ve onlara muhalefet etmeleri yüzünden helak oldular. Sizi herhangi bir şeyden menedersem ondan sakının; bir şey yapmanızı istediğimde de, onu elinizden geldiği kadar yapın." Buhari, İ'tisam, 2; Müslim, Hac, 412)
Tabi bizler Allah Rasulü (s.a.v)'i rol model alırken onun yaptıklarının sebep ve hikmetlerini iyi kavramamız gerekir. Böylelikle yaptıklarının günümüze nasıl uygulanabileceğini daha iyi idrak etmiş oluruz. Hayatından çıkan mesajları anlamak, ilkelerini en iyi şekilde benimsemek için siretini de doğru yorumlamalıyız. Sünnette bulunan bazı hükümlerin doğru anlaşılması ve günümüze taşınması için yapılacakları Diyanet İlmi Dergisi'nde yer alan "Sünnetin Günümüze Taşınması" adlı yazısında Nâsi Aslan şu şekilde anlatmıştır:
"Sünnetle sabit olan hükümler, belli bir gerekçeye bağlı olarak vârid olmuşsa günümüzde de söz konusu gerekçelerin mevcut olup olmadığına bakılacaktır. Hz. Peygamber, yaptığı bazı işlerde, bunların toplumda doğuracağı neticelerin dikkate alınmasını istemiştir. Sünnetteki birçok hüküm, Kur'an'ın bir açılımı ve uygulaması durumunda olup; bu hükümlerden bir kısmı, o dönem için uygulamayı en iyi gerçekleştirecek bir araç konumundaydı. Hadislerin doğru anlaşılıp doğru uygulanabilmesi için onların varid olduğu sebep ve şartların yani bağlamın göz önünde bulundurulması gerekir. O dönemdeki bir sosyal gerçeğin veya örfün ifadesi olan hadislerin tespit edilerek; bunların altında yatan sebepler ve güdülen amaçların ortaya çıkarılması gerekir. Gerek ibadetlerde ve gerekse dini yaşantının diğer boyutlarında kolaylaştırıcı bir hayat modeli ortaya koyan Hz. Peygamber'in bu yaklaşımını sürekli dikkate almak durumundayız."
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki gerek Kur'an'da gerekse Allah Rasulü (s.a.v)'in hadislerinde Sünnete tâbi olmanın önemine defaatle vurgu yapılmış ve müminlere Rasulullah'ın söylediklerine uymanın bir emir olduğu ifade edilmiştir. Biz müminlere düşen de Rasulullah s.a.v'in hayatını doğru, sahih kaynaklardan öğrenmek ve kendi hayatımıza elimizden geldiğince tatbik edebilmektir. Rabbim bizleri Kur'an ve Sünnetten ayırmasın inşallah. Allah'a emanet olun.
VAV RADYO