-
Bir oyun oynayalım mı
Herkes açsın kalbini
Oyun oynayalım mı
***
Bir oyun oynayalım mı
Herkes söylesin adını
Oyun oynayalım mı
***
Her kalp bir büyük dünya
Ve bir kalp kırıldığında
Hayata dair ne varsa
Üzerinde o dünyanın başlar yok olmaya
***
Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada
Her kalp kırıldığında
Bir yerlerde yolculuk başlar
Mavi renkten siyahlığa
Her bir kalp kırıldığında
***
Bir oyun oynayalım mı
Çocuklar gibi beraber
Oyun oynayalım mı
***
Bir oyun oynayalım mı
Kırmayalım birbirimizi
Oyun oynayalım mı
***
Her kalp ayrı bir dünya
Ve bir parça kristal aynı zamanda
Bir de bilemeyerek değil ama bilerek kırılmışsa
Artık acı da duymaz başlar yok olmaya
***
Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada
Her kalp kırıldığında
Yolculuk başlar mavi renkten siyahlığa karanlığa
Her bir kalp kırıldığında…
***
Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada
Her kalp kırıldığında
Yolculuk başlar mavi renkten siyahlığa karanlığa
***
Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada
Her kalp kırıldığında
Yolculuk başlar mavi renkten siyahlığa karanlığa
Her bir kalp kırıldığında…
-
Bu kalabalığın içinde
Yapayalnız hissetmektense
Dünyanın bir ucunda
Tek başımayım
***
Kir göstermeyen renkleriniz
Sizin olsun korkmaktansa
Bulanıklığın tam içinde
Bir başımayım
***
Benim belki de
Gizli bir bildiğim var
Elbette ağlarım
Benim can kırıklarım var
Senin gördüğün
Yanağımdan süzülenler
Asıl içimde
İçinde yüzdüğüm bir deniz var
***
Bu kalabalığın içinde
Yapayalnız hissetmektense
Dünyanın bir ucunda
Tek başımayım
***
Benim belki de
Gizli bir bildiğim var
Elbette ağlarım
Benim can kırıklarım var
Senin gördüğün
Yanağımdan süzülenler
Asıl içimde
İçinde yüzdüğüm bir deniz var
***
Benim belki de
Gizli bir bildiğim var
Elbette ağlarım
Benim can kırıklarım var
Senin gördüğün
Yanağımdan süzülenler
Asıl içimde
İçinde yüzdüğüm bir deniz var
***
Benim belki de
Gizli bir bildiğim var
Elbette ağlarım
Benim can kırıklarım var
Senin gördüğün
Yanağımdan süzülenler
Asıl içimde
İçinde yüzdüğüm bir deniz var
-
Seni ararken kendimi kaybetmekten yoruldum
Bulduğumu zannettiğimde kendimden ayrı düştüm
***
Bu garip bir veda olacak çünkü aslında hep içimdesin
Ne kadar uzağa gitsem de gittiğim her yerde benimlesin
***
Söylenecek söz yok, gidiyorum ben
Hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal
***
Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya
Şahlanıp gitmek içimde var
Hoşçakal
***
Biraz su biraz yeşillik her yer benim evimdir
Taşırım dünyayı sırtımda her dil benim dilimdir
***
Ama söylenecek söz yok gidiyorum ben
Hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal
***
Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya
Şahlanıp gitmek içimde var
Hoşçakal
***
Hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal
***
Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya
Şahlanıp gitmek içimde var
Hoşçakal
-
Önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Ben zaten suda doğmuşum,
Kapıyı açmam gerek
İşte o an biri geliyor
Tutuyor kulağımdan
Gözü anahtar deliğinde
“Bak,” diyor “sadece buradan”
“Bırak,” diyorum “o küçücük resmi”
Yetmez bize bu küçük esinti
Nerede törpülendin böyle?
“Olmaz” diyor, tutup ayak bileğimi
Şimdi önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor
Benimse kapıyı açmam gerek
“Bak,” diyorum “koca dünyaya”
Buradan derhal çıkmak gerek!
Bari çekme bileğimden
Benim her şeyi görüp öğrenmem gerek!
Bir ileri bir geri, her adım bu kapının ardı demek
Sonunda boğulmak olsa da benim o sularda yüzmem gerek
Anahtar deliğinden görünen bu küçücük manzara
Sana yetiyorsa yetsin, benim o sularda yüzmem gerek
Yüzmem gerek!
Şimdi önümde ağır bir kapı,
Ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor
Benimse kapıyı açmam gerek
“Bırak,” diyorum “o küçücük resmi”
Yetmez bize bu küçük esinti
Nerede törpülendin böyle?
“Olmaz” diyor, tutup ayak bileğimi
Bir ileri bir geri, her adım bu kapının ardı demek
Sonunda boğulmak olsa da benim o sularda yüzmem gerek
Anahtar deliğinden görünen bu küçük manzara
Yetiyorsa yetsin, benim o sularda yüzmem gerek
-
Gel, bir parçam ol kanımdan canımdan
Gel, bir parça al ekmeğimden, suyumdan
Ben zaten düşmüşüm, kaldırımlar yatağım olmuş,
Gel, bi’ de sen vur; hadi gel, bi’ de sen vur!
Ben zaten düşmüşüm, içim dışım korku dolmuş,
Gel, bi’ de sen vur, hadi gel!
*
Nasıl olsa alıştım ben bu sert rüzgârlara,
Bu sert iklimli ıssız hayata…
Delgeç gibi deleceksin sen de ruhumu,
Biliyorum, durma; gel, bi’ de sen vur!
(Hadi gel,) bi’ de sen vur!
Gel, bi’ de sen vur!
(Hadi gel,) bi’ de sen vur!
-
Bugün kendimi kuru yapraklarla kaplı
Çıkmaz bir sokağa benzetiyorum
Sadece o sokakta yaşayanlar
Üzerimden gelip geçiyor
Bugün kendimi odalarından çoğu boş
Bazen dolan bir otel gibi hissediyorum
İçimden ne hayatlar, ne hikâyeler, ne aşklar
Geçip gidiyor
Ben böyle değildim
Ne zaman kayboldum
Rüzgârla dans ederdim
Ne zaman savruldum
Bir ses duydum
Geçmiş zamandan
Bir ses duydum
Küçük bir kızdan
Bir bilet istiyorum
Sadece gidiş olsun
Çocukluğun saflığına
Gidip orada yaşamam gerek
Bilet istiyorum
Tek kişilik olsun
Yarına çıkabilmem için
Heyecanı hatırlamam gerek
Bugün kendimi parktaki bir bank gibi
Sessiz ve sabit hissediyorum
Geceleri üzerimde şehrin ışıkları
Yatıp uyuyor
Bugün kendimi tonlarca yük taşıyan
Gemilerin denizi gibi hissediyorum
Kaldırma kuvvetim var
Ama şehrin atıkları içime akıyor
-
Ben bir mülteciyim
Kendi yüreğimden başka
Sığınacak yerim yok yurdum yok
Ben bir mülteciyim
Yüreğime sığındım
Burda savaş çıksa bile
Ölen yok
Tüm hayallerin sonsuzluğa ve sona erebildiği yerdeyim
Tüm niyetlerin bedenleri varmışçasına
Görülebildiği bir yerdeyim
Ben bir mülteciyim
Yüreğimde yaşıyorum
Esir değil kul hiç değil
Kendimde yaşıyorum
Ben bir mülteciyim
Burda aslında sınır yok
Kazanmak kaybetmek yok
Bu yüzden daha büyük güç yok
Artık eminim
Herşey içimde filizlenip,
İstersem büyüyor bakmazsam çürüyor
Aşil topuğum aşktı
Başka yüreklerde mutlu olmadım, yaşayamadım
Oysa içimde ne ok var ne de atan
Ne yön ne arka ön
İster yaşa ister sön
Ben bir mülteciyim
Yüreğimde yaşıyorum
Esir değil kul hiç değil
Kendimde yaşıyorum
Ben bir mülteciyim
Burda aslında sınır yok
Kazanmak kaybetmek yok
Bu güçten daha büyük güç yok
Ben bir mülteciyim
Kendi yüreğimden başka
Sığınacak yerim yok yurdum yok
Tüm kitapların arasında kurutulup saklanan
Anılarla dolu bir yerdeyim
Tüm sözcüklerin cümlelerden kurtulmuş gibi
İncitmeden özgür kalabildiği yerdeyim
Ben bir mülteciyim
Yüreğimde yaşıyorum
Esir değil kul hiç değil
Kendimde yaşıyorum
Ben bir mülteciyim
Burda aslında sınır yok
Kazanmak kaybetmek yok
Bu yüzden daha büyük güç yok
-
Suyun derinliği aynıydı
Ama senin beline benimse omuzlarıma geliyordu
Bütün yapraklar sararıp düşecekti
Ama ilk ben düştüm kalanlar arkamdan korkuyla baktı
*
Bütün aşklar çok büyük olacaktı
Ama en büyük bizimkisi diyecektik
Her bir insan eşsiz olacaktı
Ama hep kendimizi en değerli zannedecektik
*
Çamur mu sürmek istiyorsun başkasının duygularına
Önce senin ellerin kirlenecek
Suyla mı gidiyorsun bir başkasının yanan yüreğine
O yürekte hep yerin olacak
*
Sana bilmediğin bir şey söyleyemem
Ben de hiçbir şey bilmiyorum
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için
Hepsini dileyip gerisine direniyorum
*
Çok sonraları fark edecektik
İyilik temizlik bile göreceli olacaktı
O kadar hızlı kirlenecektik ki
Masumiyet fotoğraflarda eskiyip solacaktı
*
Korkuyor musun senden farklı olan her şeyden
Korktuğun şey kendi içinde büyüyecek
Ortak mı oluyorsun bir başkasının yalnızlığına
Yüreğin yalnızlık nedir bilmeyecek
*
Sana bilmediğin bir şey söyleyemem
Ben de hiçbir şey bilmiyorum
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için
Hepsini dileyip gerisine direniyorum.
-
Benim çakıl taşlarım var irili ufaklı
Kaybolduğumda yere yayıp yol yaptığım
Çakıl taşlarım var her yerden topladığım
Boşluğa düştüğümde oyunlar yaratıp oynadığım
*
Benim bir sözlüğüm var unutulmuş bir dil
Oysa ki içinde her şeyin anlamı gizli
Benim bir gözlüğüm var sol camı kırıldı
Taktığım zamanlarda içini gösteren adeta
*
Sen hiç ‘hiç’ oldun mu, birden duruldun mu?
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi?
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi?
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?
Düştün mü sen?
*
Benim hiç boyanmamış dört duvarım var
Çatlaklarından sızıp içinden geçtiğim
Benim hiç yıkılmamış duvarlarım var
Dikkatle baktığımda ardını gördüğüm adeta
*
Sen hiç ‘hiç’ oldun mu birden duruldun mu?
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi?
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi?
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?
Düştün mü sen?
*
Benim bir hikayem var sonunu yazmadığım
Benim bir sevgilim var henüz tanışmadığım
Benim umudum var benim umudum
Benim umudum var benim umudum
*
Sen hiç ‘hiç’ oldun mu birden duruldun mu?
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi?
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi?
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?
*
Sen hiç ‘hiç’ oldun mu birden duruldun mu?
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi?
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi?
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen?
Düştün mü sen?
-
Bilgi sahibi olmadan,
Fikirlerle dolmuşuz
Bir yerlerde bir çift elin tuttuğu
Silahta kurşun olmuşuz
*
Kalem sahibi olmadan
Kılıçlar kuşanmışız
Yaşayıp yaşatmak dururken
Hem ölmüş hem katil olmuşuz
*
Gözlerimiz var ama
Görmek istemedikçe
Yüreklerimiz var ama
Hissetmedikçe
*
Hiç ıslanmadan yüzmek
Ne kadar mümkünse
Hiç yanmadan ateşle
Ne kadar oynanabilirse
*
lçinde yaşamak varken
Teğet geçmek dünyaya
lşte bana öyle geliyor
çünkü zaman geçip gidiyor
*
Avuçlarında hissetmek varken
Birinin ellerini
Sıkıca tutup sevmekten
Güvenmekten korkar olmuşuz
*
Kapıları kapatmak yetmemiş
Kepenkler indirmişiz
Bir küçük asma kilitle
lnsanı insan şerrinden sakınmışız
*
Gözlerimiz var ama
Görmek istemedikçe
Yüreklerimiz var ama hissetmedikçe
*
Hiç ıslanmadan yüzmek
Ne kadar mümkünse
Hiç yanmadan ateşle
Ne kadar oynanabilirse
*
lçinde yaşamak varken
Teğet geçmek dünyaya
lşte bana öyle geliyor
Çünkü zaman geçip gidiyor
*
Zamanımız var ama
Korkmayı sürdürdükçe
Ruhumuz var teslim etmeden önce
*
Hiç ıslanmadan yüzmek
Ne kadar mümkünse
Hiç yanmadan ateşle
Ne kadar oynanabilirse
*
lçinde yaşamak varken
Teğet geçmek dünyaya
lşte bana öyle geliyor
Çünkü zaman geçip gidiyor