-
Sen şansını kaybettin
Mutsuzluğa mahkumsun
Sevmek nedir bilmedin
Yalnızlığa mahkumsun
***
Sana verdim kalbimi
Ümidimi sevgimi
Bilmedim kıymetimi
Pişmanlığa mahkumsun
***
Ceza bir borç suç bir yük
Tanrım ne kadar büyük
Sen artık boynu bükük
Yaşamaya mahkumsun
***
Yalvarma artık bana
Acımam asla sana
Sen bir ömür boyunca
Sürünmeye mahkumsun
***
Umut etme yarından
Dostundan düşmanından
Sen artık her kapıdan
Kovulmaya mahkumsun
-
Bugün düşünemeyeceğin kadar başım belada
Köşe başları tutulmuş üstelik yağmur yağmada
İler tutar yanı yok, iler tutar yanı yok
Fişlenmişim, adım eşgalim bilinmekte
Üstelik göğsümde, yani tam şuramda
Kirli sakalıyla bir eşkıya gezinmekte
Başım belada
Adamın biri vurulmuş sokakta
Cebinde adresim bulunmuş
Başım belada
Tabancamı unutmuşum helada
Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan tutarsızlık
Nerden baksan ahmakça
Başım belada
Üzerime kan sıçramış doğarken
Uykularım yarıda kalmış
Başım belada
Senelerce kuralsız yaşamışım
Nere gitsem çaresi yok, nere gitsem çaresi yok
Nere gitsem çaresi yok yanmışım
Sevdim inanamayacağın kadar seni esmer kız
Kirpiklerimde çırpınan şu tuzlu gözyaşımda
İhanetin adı yok, ihanetin adı yok
Neylersin ki, çember daralmakta
Şimdilik, hoşçakal, yaban çiçeğim
Yasal mermisiyle, bir komiser yaklaşmakta
Başım belada
Adamın biri vurulmuş sokakta
Cebinde adresim bulunmuş
Başım belada
Tabancamı unutmuşum helada
Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan tutarsızlık
Nerden baksan ahmakça
Başım belada
Üzerime kan sıçramış doğarken
Uykularım yarıda kalmış
Başım belada
Senelerce kuralsız yaşamışım
Nere gitsem çaresi yok, nere gitsem çaresi yok
Nere gitsem çaresi yok yanmışım
Başım belada
-
Tezgahtar bir kızdı o permalı saçlarıyla
Herkese gülümserdi süzgün bakışlarıyla
Anasının elinden kaçırıp birkaç kuruş
Konserlere giderdi çılgın gözyaşlarıyla
Kırmızı hırkasıyla resimler çektirirdi
Keşfedilmek için hep Beyoğlu'nda gezerdi
Her akşam o şarkıcı duvardaki posterden
Uzanıp rüya gibi dudağından öperdi
Ah Nebahat, Nebahat bir gün görmedi rahat
Düşünür bulamazdı kimdeydi bu kabahat
Ah Nebahat, Nebahat bir gün görmedi rahat
Düşünür bulamazdı kimdeydi bu kabahat
Tezgahtar bir kızdı o, evi Sağmalcılar'da
Altı kardeş, bir ana, bir de kötürüm baba
İçki kumar peşinde boş vermiş bir abisi
Devlete karşı gelmiş bir ablası mapusta
Kırmızı hırkasıyla ah seneler eskitti
Sonunda rüyasını sandığına kitledi
Mahalleden biriyle heveslendi sevmeye
Hayırsız çıktı oğlan zengin bir dula gitti
Ah Nebahat, Nebahat ona gülmedi hayat
Sonunda anladı ki kendindeydi kabahat
Ah Nebahat, Nebahat ona gülmedi hayat
Sonunda anladı ki kendindeydi kabahat
-
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
***
Hiç kimse misin, bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Hiç kimse misin, bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
***
Hiç kimse misin, bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Hiç kimse misin, bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
***
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın anlaşılmaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yokluğum anlaşılmaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın anlaşılmaz
***
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
***
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin, ki nesin
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin, ki nesin
***
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin, ki nesin
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin, ki nesin
***
Sen benim hiçbir şeyimsin, hiçbir şeyimsin
Uykumun arasında
Çocukluk sesimsin
Sen benim hiçbir şeyimsin, hiçbir şeyimsin
***
Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı öldüresiye korkak
Kulağı çabucak telefon zillerinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
Henüz boş bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin, bilmem ki nesin
Ne çok çığlıkların silemediği
Zaten yok bir tren penceresinde
Hiç kimse misin, bilmem ki nesin
Uykumun arasında çağırdığım
Çocukluk sesimle ağlayarak
Sen benim hiçbir şeyimsin
-
Vur sırtına, vur sırtına
Dostun olam vur sırtına
Madem ki ben kaldıramam
Derdimi al vur sırtına
Madem ki ben kaldıramam
Derdimi al vur sırtına
Duman kalır, duman kalır
Ocak tüter duman kalır
Duman kalır, duman kalır
Ocak tüter duman kalır
Ben yanarım hiç tükenmem
Ben yanarım hiç tükenmem
Benden sonra duman kalır
Ben yanarım hiç tükenmem
Ben yanarım hiç tükenmem
Benden sonra duman kalır
Kalan kalır, kalan kalır
Giden gider kalan kalır
Ben giderim geri gelmem
Benden sonra kalan kalır
Ah ne fayda, ah ne fayda
Kefen beyaz ha ne fayda
Bir hayına yaş dökersin
Kadrin bilmez ah ne fayda
Bir hayına yaş dökersin
Kadrin bilmez ah ne fayda
Meydan kalır, meydan kalır
Yiğit ölmez meydan kalır
Meydan kalır, meydan kalır
Yiğit ölmez meydan kalır
Yere vurma, hatırımı
Yere vurma, hatırımı
Sana kahpe meydan kalır
Yere vurma, hatırımı
Yere vurma, hatırımı
Sana kahpe, meydan kalır
Kalan kalır, kalan kalır
Giden gider kalan kalır
Ben giderim geri gelmem
Benden sonra kalan kalır
Ben giderim geri gelmem
Benden sonra kalan kalır
-
Suphi Suphi bir acayip adam
Suphi Suphi benim canım ciğerim
Kimse bilmez nereli olduğunu
Suphi Suphi bir acayip adam
Suphi Suphi susar akşam oldumu
Bir cebinde daskapital
Bir cebinde daskapital
Bir cebinde kenevir tohumu
Suphi Suphi bir acayip adam
Suphi Suphi benim canım ciğerim
Fırtınadan arta kalmış bir teknede tevekkül içinde
Görkemli sakalı ve iğreti parkasıyla gizlediği macerasıyla
Bir acayip adam yaşardı
Akşamları susardı ben konuşsam kızardı bir eski zamandı
Hazirandı
Çocuktum evden kaçmıştım gelip ona sığınmıştım
Küçücük bir koydu sığdı burayı keşfeden belki oydu
Uzaktan kasabanın ışıkları yanardı içim anneyle dolardı
ağlardım
Suphi şöyle bir gözatardı Gizli bir cigara sarardı ağlardı
Sonra barışırdık ben flüt çalardım cigara sönerdi ağlardık
Nerden geldiğini bilmezdim kimsesizdi belki kimliksizdi
Onun macerası onu ilgilendirirdi kimseye ilişmezdi
Birşeylere küfrederdi hep tedirgin bir balık gibi uyurdu
Bazen kaybolurdu arardım yağmurun altında dururdu
Bir kalın kitabı vardı cebinde dururdu hergün okurdu
Ben bişey anlamazdım kapağını seyreder duymazdım
Sakallı bir resimdi kimdi ne kadar mütebessimdi
Sordum birgün Suphi'ye söylediklerini niye anlamıyorum diye
"Bildiklerini dedi yüzleştir hayatla ve sınamaktan korkma
doğruyla yanlışı o zaman ayırabilirsin ve onu
anlayabilirsin"
Sonra gülerdi günlerim yüzlerce ayrıntıyı merak etmekle
geçerdi
Sonra yine akşam olurdu Suphi susardı ben konuşsam kızardı
Tekneye martılar konardı yüreğim Suphiye yanardı ağlardım
Suphi denize tükürürdü gökyüzünü tarardı ağlardı
Sonra barışırdık ben flüt çalardım ağlardık
Bir sürgün kasabasıydı bir eski zamandı Hazirandı
Çocuktum evden kaçmıştım gelip ona sığınmıştım
Birgün aksilik oldu annem beni buldu Suphi kaçıp kayboldu
Kasaba çalkalandı olay oldu ben sustum kanım dondu
Polisler onu bulduğunda tekti Felaketti herkes meydanda
birikti
Karakoldan içeri girerken sanki mağrur bir tüfekti
Ansızın bana dönüp baktı Anladın mı dedi anladım dedim
anladım
Ve o günden sonra hiçbir zaman hiçbir yerde hiç ağlamadım
-
Piposu ağız kenarında
Bodrum'un entel barında
Herkesi yargılamaktan
Kimse kalmamış yanında
Herkesi yargılamaktan
Kimse kalmamış yanında
Sakalları şarap tasında
Dikilmiş barın ortasında
Tanınsın diye bekliyor
Sanırsın dev aynasında
Tanınsın diye bekliyor
Sanırsın dev aynasında
Behey sanat hırsızı
Behey üretme kabızı
Birazcık efendi ol
Bırak elinden şu sazı
Bir eli televizyonda
Öteki eli basında
Bir şeylerin tadı kalmış
Dişlerinin arasında
Bir şeylerin tadı kalmış
Dişlerinin arasında
Başkalarına hümanist
Karısına karşı dayı
Nasıl beceriyor bilmem
İkisi birden olmayı
Nasıl beceriyor bilmem
İkisi birden olmayı
Behey sanat hırsızı
Behey üretme kabızı
Birazcık efendi ol
Bırak elinden şu sazı
Konuşurken solcusun
Yaşarken karambolcusun
Oportinizme bulaşmış
Tipik bir orta yolcusun
Oportinizme bulaşmış
Tipik bir orta yolcusun
Bir Allahçı bir kulcusun
Bir davulcu bir pulcusun
Ne kadar inkar etsen de
Hem jigolo hem dulcusun
Ne kadar inkar etsen de
Hem jigolo hem dulcusun
O yandasın bu yandasın
Hovardasın hep bardasın
Artık rol yapmayı bırak
Sen bir entel magandasın
Artık rol yapmayı bırak
Sen bir entel magandasın
Behey sanat hırsızı
Behey üretme kabızı
Birazcık efendi ol
Zehir etme şu yazı
-
Şimdi saat sensizliğin ertesi
Yıldız dolmuş gökyüzü ay aydın
Şimdi saat sensizliğin ertesi
Yıldız dolmuş gökyüzü ay aydın
***
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Bir ben kaldım, bir ben kaldım
Tenhasında gecenin avutulmamış ben
Bir ben kaldım, bir ben kaldım
Tenhasında gecenin avutulmamış ben
***
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar
Utangaç boynunun kolyesi olsun
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar
Utangaç boynunun kolyesi olsun
***
Bu da benim sana, bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun
Bu da benim sana, bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun
***
Soytarılık etmeden güldürebilmek seni
Ekmek çalmadan doyurabilmek
Ve haksızlık etmeden doğan güneşe
Bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
Mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun
Şimdi iyi niyetlerimi
Bir bir yargılayıp asıyorum
Bu son olsun, bu son olsun
***
Bu da benim sana, bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun
Bu da benim sana, bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun
***
Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın
Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın
***
İşi gücü olanlar, çoktan gitti
İşi gücü olanlar, çoktan gitti
Bir ben kaldım, bir ben kaldım
Voltasında gecenin hiç uyumamış ben
Bir ben kaldım, bir ben kaldım
Voltasında gecenin hiç uyumamış ben
***
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar
Utangac boynunun kolyesi olsun
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar
Utangac boynunun kolyesi olsun
***
Bu da benim sana, bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun
Bu da benim sana, bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun
***
Kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni
Beyninin içindekileri anlayabilmek
Ve yitirmeden yüzündeki anlık tebessümü
Bütün saatleri öylece dondurabilmek için
Çıldırasıya paraladım kendimi
Lanet olsun
Artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
Olsun yuzum olsun ne olacaksa olsun
***
Bu da benim sana, bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun
Bu da benim sana, bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun
***
Bu da benim sana, bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun
Bu da benim sana, bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun
-
Yangın gecesini giyinmiştim
Ateş İstanbul'a bulaşmıştı
Yalnızdım zehirdim zehirliydim
Bütün köprülerim atılmıştı
Gemimi ellerimle batırmıştım
İstanbul nefes nefes yanıyordu
Sen tutuşmuştun yanıyordun
Çığlıkların kulağımdan gitmeyecek
Saçların tutuşmuştu yanıyordu
Ateş dudaklarına bulaşmıştı
Kimsecik yangını görmüyordu
Bir damlacık su vermiyordu
Sen bir cehennemdin yanıyordun
İstanbul bir cehennemdi yanıyordu
Ben eski cehennemdim yanıyordum
Şiirlerim haykırmaya başlamıştı
Duman beni boğmazsa kör etmezse
Gözlerim kör olmazsa ölmezsem
Seni görsem suçlu gözlerini görsem
Yangın gecesinde kaybolduğunu
Başıma taş yağmasa düşmese
Gemiler ateş almasa gitmese
İstanbul yanmasa sen yanmasan
Ben kendi kendimi yakacaktım
-
Bizi güllerin iklimi tüketti
Toprağı yaran filize vurulduk
O vahşi beyaz at alıp başını gitti
Bir yaz yağmuru gibi unutulduk
Sığ yanlarımız oldu arasıra
El yordamıyla dalarken hayata
Bir parça telaş bir parça ümittik
Hiç yetişemedik o vahşi ata
O vahşi atla beraber
Ah şu içimizdekiler
Sanki sökülürcesine
Gitti gider, gitti gider
Bize bir günün çelişkisi yetti
Dudağı yoran bir söze kırıldık
O vahşi beyaz at tutuştu yelesinden
Kaldığı yerden başlanır mi artık
Hiç ayrılmayız derken bir ucundan
Aşktı o yitirdiğimiz inan aşktı
Ben sana kıydım sen bana gücendin
Ve durduramadık o vahşi atı
O vahşi atın ardından
Ah şu aramızdakiler
Hiç yaşanmamışçasına
Uçtu gider, uçtu gider
-
Güller solmadan önce gel
Gecenin yarısında gel
Gizli gizli gel, sessiz gel
Ay pencereden aşmadan
Karanlık yoldan şaşmadan
Yavaş yürü, koşmadan gel
Kimselere sataşmadan ekiplere dalaşmadan
Belaya bulaşmadan gel
Bak, ben gelmeden önce gel
Ben sana gel demeden gel
İşte şimdi gel, hadi gel
Uykulara karışmadan yastığımız buruşmadan
Rakımız mayışmadan gel
Gün sabaha kavuşmadan ayaklarım dolaşmadan
Arzular savuşmadan gel
Ay pencereden aşmadan
Karanlık yoldan şaşmadan
Yavaş yürü, koşmadan gel
Kimselere sataşmadan ekiplerle dalaşmadan
Belaya bulaşmadan gel
Ateş sönmeden önce gel sabahın serininde gel
Islak ıslak gel, titre, gel
Ay pencereden aşmadan
Karanlık yoldan şaşmadan
Yavaş yürü, koşmadan gel
Kimselere sataşmadan ekiplerle dalaşmadan
Belaya bulaşmadan gel
Şarkım bitmeden önce gel
Söyleyince gel, çabuk gel
Hadi hadi gel şimdi, gel
Uykulara karışmadan yastığımız buruşmadan
Rakımız mayışmadan gel
Gün sabaha kavuşmadan ayaklarım dolaşmadan
Arzular savuşmadan gel
Ay pencereden aşmadan
Karanlık yoldan şaşmadan
Yavaş yürü, koşmadan gel
Ay pencereden aşmadan
Karanlık yoldan şaşmadan
Yavaş yürü, koşmadan gel
Kimselere sataşmadan ekiplerle dalaşmadan
Belaya bulaşmadan gel
-
Ard arda bilmem kaç zemheri geçti
Ard arda bilmem kaç zemheri geçti
Kurt uyur kuş uyur zindan uyurdu
Kurt uyur kuş uyur zindan uyurdu
Dışarıda gürül gürül akan bir dünya
Dışarıda gürül gürül akan bir dünya
Bir ben uyumadım kaç bahar leylim
Bir ben uyumadım kaç bahar leylim
Hasretinden prangalar eskittim
Hasretinden prangalar eskittim
Karanlık gecelerde kendimden geçtim
Karanlık gecelerde kendimden geçtim
Saçlarına kan gülleri takayım
Saçlarına kan gülleri takayım
Bir o yandan bir bu yandan elma yanaktan
Bir o yandan bir bu yandan elma yanaktan
Açar kan kırmızı yedi verenler
Açar kan kırmızı yedi verenler
Kar yağıyor kar yağıyor kar yağıyor bir yandan
Kar yağıyor kar yağıyor kar yağıyor bir yandan
Savrulur Karaca Dağı savrulur Zozan
Savrulur Karaca Dağı savrulur Zozan
Bak bıyığım buz tuttu üşüyorum ben
Bak bıyığım buz tuttu üşüyorum ben
Zemheri de uzadıkça uzadı
Zemheri de uzadıkça uzadı
Seni baharmışsın gibi düşünüyorum
Seni baharmışsın gibi düşünüyorum
Seni baharmışsın gibi düşünüyorum
Seni Diyar seni Diyar seni Diyarbekir gibi düşünüyorum
-
Yangınlar, kahpe fakları
Korku cığlıkları
Ve irin selleri, aç yırtıcılar
Suyu zehir bıçaklar ortasındasın
Bir cana, bir başa kalmışsın vay, vay
Pusatsız, duldasız, üryan
Bir cana, bir de başa
Seher vakti leylim, leylim
Cellat nişangahlar aynasındasın
Oy sevmişem ben seni
Üsküdar'dan bu yana lo kimin yurdu?
He canım
Çiçek dağı kıtlık kıran
Gül açmaz, çağla dökmez
Vurur anının çatına, vurur çakmaktaşı kayalarıyla küfrünü medetsiz Munzur
Şahmurat suyu kan akar
Ve ben şairim
Namus işçisiyim yani
Yürek işçisi
Korkusuz, pazarlıksız
Kül elenmemiş
Ne salkım bir bakış resmin çekeyim
Ne kınsız bir rüzgâr mısra dökeyim
Oy, sevmişem ben seni
Ve sen daha demincek
Yıllar da geçse demincek
Bıcaklanmış dal gibi ayrı düştüğüm
Ömrümüm sebebi ustam, sevgilim
Yaran derine gitmiş
Fitil tutmaz bilirim
Ama hesap dağlarladır
Umut dağlarla
Düşün uzay cağında bir ayağımız
Ham carık, kıl çorapta olsa da biri
Düşün olasılık, atom fiziği
Ve bizi biz eden amansız sevda
Atıp bir kıyıya iki zamanı
Yarının çocukları, gülleri için
Herbirinin ayva tüyü için çilleri için
Koymuş postasını
Görmüş restini
He canım
Sen getir üstünü
Oy Havar
Muhammed, İsa aşkına
Yattığım ranza aşkına
Deeey dağları un eder ferhadın gürzü
Benim de boş yanım hançer yalımı
Ve zulamda kan ter içinde asi
He desem koparacak dizginlerini
Yediveren gül kardeşi bir arzu
Oy sevmişem ben seni