-
Gün yeni doğarken odanın balkonuna
Sabahın ilk kahvesi doluyor yanaklarına
Birkaç saat daha var seslerin çoğalmasına
Bakir telaşlar için insanların uyanmasına
Her Ankara sabahı gibi belki biraz üşüyorsun
Ama olsun, eskiden beri üşümeyi seviyorsun
Çöpleri karıştıran sokak köpekleri gibi
Kurcalıyorsun fark etmeden geçmişteki günleri
Çocukluğun sessizce tırmanıyor kucağına
Şöyle bir gülümsüyor kıvırcık saçlarıyla
Babanı andırıyor sanki bu sessiz duruşuyla
Ve ne kadar eksildiğini hatırlatıyor sana
Ne kadar güzelmişsin
Hayat henüz çırılçıplak
Hiçbir şey el değmemiş
Günler birer salıncak
Seni unutmuyor
Büyüdüğün sokaklar
Dokunuyor Ankara
Gözyaşına rüzgârıyla
Ne kadar güzelmişsin
Hayat henüz çırılçıplak
Hiçbir şey el değmemiş
Günler birer salıncak
Seni unutmuyor
Büyüdüğün sokaklar
Dokunuyor Ankara
Gözyaşına rüzgârıyla
-
Karanlık olsa da yalnızlık
Biz böyle yaratıldık
Alışıyor gözler karanlığa
Görüyor ışık olmasa da
***
24 ayar yalnızlık, bozdurmaya kıyamadık
Uykuda sarıldık yastıklara, konuştuk hep duvarlara
24 saat yalnızlık, kaybetmeye doyamadık
Uykuda sarıldık yastıklara, konuştuk hep duvarlara
***
Karanlık olsa da yalnızlık,
Biz böyle aldatıldık
Tıkanıyor sözler boğazında
Acıyor acıtıyor konuştukça
***
24 ayar yalnızlık, bozdurmaya kıyamadık
Uykuda sarıldık yastıklara, konuştuk hep duvarlara
24 saat yalnızlık, kaybetmeye doyamadık
Uykuda sarıldık yastıklara, konuştuk hep duvarlara
***
Hayat akar, ıslatır sizi, ben kupkuru kalacağım,
Neresinden bakarsan bak bardağın boş tarafıyım.
-
Öyle dudak büküp hor gözle bakma
Bırak küçük dağlar yerinde dursun
Çoktan unuturdum ben seni, çoktan
Ah bu şarkıların gözü kör olsun
Güzelsen güzelsin, yok mu benzerin?
***
Goncadır ilk hali bütün güllerin
Aklımda kalmazdı yüzün, ellerin
Ah bu şarkıların gözü kör olsun
***
Sonunda tuz bastım gönül yarama
Nice dağlar koydun, nice, arama
Seni terk edip de gitmek var ama
Ah bu şarkıların gözü kör olsun
-
Dokunsalar ağlayacaksın
Ama hiç dokunmuyorlar
Biçare bakan gözlerin bırak kanasın
Gücüne gitsin şarkılar
***
Anason kokarken sofralar
Yaşlandırıyor seni aynalar
Her geçen yıl birer birer masadan eksiliyor dostlar
***
Aklın ilk göz ağrısında
Hatırlıyor mu seni hala
Dikiş tutmayan bu büyük yara
Bazı geceler kanıyor hala
***
Anason kokarken sofralar
Yaşlandırıyor seni aynalar
Her geçen yıl birer birer masadan eksiliyor dostlar
-
Gelmiyorsa artık yardıma bir zamanlar omuzlar
Soğumuyorsa kalbine akan kaynar sular
Tanıyamıyorsa artık gözlerin aynadaki şu sessiz ve yorgun adamı
Kurumuyorsa yanağından akan tuzlu sular
***
Nefes alamıyorsan, açıklayamıyorsan, tutunamıyor kanatlanamıyorsan
Ve artık başaramıyorsan...
Olsun olsun varsın şimdi uyu biraz uyu
Kurşuna dizilmiş yalnızlığın yanına uzan ve biraz uyu
Olsun olsun varsın şimdi uyu biraz uyu
Kurşuna dizilmiş yalnızlığın yanına uzan ve biraz uyu
***
Durduramıyorsan artık adımlarını hep aynı ıslak kaldırımlarda
Sayamıyorsa parmakların geçen yılları
Unutuyorsa artık ellerin eskiden tuttuğu elleri
Kayboluyorsa aklından tek tek isimleri
***
Nefes alamıyorsan, açıklayamıyorsan, tutunamıyor kanatlanamıyorsan
Ve artık başaramıyorsan...
Olsun olsun varsın şimdi uyu biraz uyu
Kurşuna dizilmiş yalnızlığın yanına uzan ve biraz uyu
Olsun olsun varsın şimdi uyu biraz uyu
Kurşuna dizilmiş yalnızlığın yanına uzan ve biraz uyu
***
(Cem Adrian)
Olsun olsun varsın şimdi uyu biraz uyu
Kurşuna dizilmiş yalnızlığın yanına uzan ve biraz uyu
Olsun olsun varsın şimdi uyu biraz uyu
Kurşuna dizilmiş yalnızlığın yanına uzan ve biraz uyu
***
Sadece çocukken uyanıksındır bunu bil
Herşeyin farkındasındır her sese dönüp bakarsın
Büyümek, uyumak ve unutmak gibidir
Ve büyüklerin dediği gibi;
Uyuman gerekir büyümen için
Sağır ediyorsa sessizlik ve kör ediyorsa aydınlık
Sadece sana görünen ve kimseyi inandıramadığın bir hayalet gibi
Yanıbaşında otuyorsa yalnızlık bu gece
Hep aynı saatte kapını çalan bir düşman gibi bekliyorsa seni
Ve canına kast edecek bir kılıç gibi sallanıyorsa tepende
Unutabilmek için hepsini
Biraz uyu...
-
Sen bir hançer değilsin, söyle neden kan damlıyor dokunduklarından?
Bir yanardağ değilsin, neden yanıp kül oluyor yaşadığın şehirler?
Bir çınar değilsin, hüzün dökülüyor yapraklarından
Bir kale değilsin ama
Kuşatmışlar her yanını, sen onlar gibi değilsin
Vazgeçtiysen yaşamaktan, zaten ölümsüz değilsin
Kuşatmışlar her yanını, sen onlar gibi değilsin
Vazgeçtiysen yaşamaktan, zaten ölümsüz değilsin
Sen bir tutsak değilsin, neden çıkamıyorsun söyle evinden?
Korkak değilsin, neden kapatamıyorsun ışıkları uyurken?
Bir kale değilsin ama
Kuşatmışlar her yanını, sen onlar gibi değilsin
Vazgeçtiysen yaşamaktan, zaten ölümsüz değilsin
Kuşatmışlar her yanını, sen onlar gibi değilsin
Vazgeçtiysen yaşamaktan, zaten ölümsüz değilsin
Taşlamışlar limanlarını, zaten yanaşacak değilsin
Açılacaksın denizlere, bu yara almış gemiyle
Kuşatmışlar her yanını, sen onlar gibi değilsin
Vazgeçtiysen yaşamaktan, zaten ölümsüz değilsin
Kuşatmışlar her yanını, sen onlar gibi değilsin
Vazgeçtiysen yaşamaktan, zaten ölümsüz değilsin
-
Vazgeç artık, bırak çırpınmayı
Çoktan kurudu birlikte terlenen yatak
Geçti artık, bırak kıvranmayı
Atmıyor nabzın, yetmiyor uyku hapların
Bitti artık, bırak sızlanmayı
Cansız kollarınla sarıl yalnızlığına
Açılıp giden gözlerinle bakarken ona hala
Düşük yapmışsa ümitlerin
Ölmüşse son bebek
Beşikte salladığın yalnızlık büyüyecek
Ağlarsın sayıklarsın
Ama kim yetişecek
Cehennemi görmen için
Ölmen gerekmeyecek
Kes kanatamazsın
Beni acıtamazsın
Yalnızlıktan nasır tuttum ben
Vur yıkamazsın
Gel korkutamazsın
Yalnızlığı siper aldım yıkamazsın
Kes kanatamazsın
Beni acıtamazsın
Vur yıkamazsın
Gel korkutamazsın
Kes kanatamazsın
Beni acıtamazsın
Vur yıkamazsın
Gel korkutamazsın
Düşük yapmışsa ümitlerin
Ölmüşse son bebek
Bu beşikte salladığın yalnızlık büyüyecek
Ağlarsın sayıklarsın
Ama kim yetişecek
Cehennemi görmen için
Ölmen gerekmeyecek
-
İçinde yer etmiş belli
Sırtımdan giren kurşunların
Ölmek zamanı şimdi
Elinde kalan son teselli
Birer birer harcanan umutların
Durdur zamanı şimdi
Geriye sar her şeyi
Hadi vur, parçalansın
Göğsünün kafesine
Dört duvar yankılansın
Kalbinin tok sesine
Hadi vur, parçalansın
Göğsünün kafesine
Dört duvar yankılansın
Kalbinin tok sesine
Acıların gözünden belli
İçine doğru akan yaşların
İtiraf zamanı şimdi
Yerleri dolmuyor belli
Kalbimden koparttığın parçaların
Söndür yangını şimdi
Küllerinden yarat kendini
Hadi vur, parçalansın
Göğsünün kafesine
Dört duvar yankılansın
Kalbinin tok sesine
Hadi vur, parçalansın
Göğsünün kafesine
Dört duvar yankılansın
Kalbinin tok sesine
Hadi vur, parçalansın
Göğsünün kafesine
Dört duvar yankılansın
Kalbinin tok sesine
Hadi vur, parçalansın
Göğsünün kafesine
Dört duvar yankılansın
Kalbinin tok sesine
-
İnce yaşlar dolduruyor yüzündeki çukurları
Ellerin neden titriyor, tutamıyor sigaranı
Parmakla gösteriyor uzaktan seni insanlar
Ne kadar yakındılar ama artık senden korkuyorlar
Bir ışık yok biliyorsun tünelin öbür ucunda
Derler ki kiraz yetişmezmiş zakkum ağacında
Sen ki pek inatçıydın, yenik düşmezdin asla
Ezber bozuldu artık, her şey paramparça
İşte bu yüzden bu gece beyaz bayrak elinde
Uzansın parmakların, ulaşsın onun yüzüne
Hadi teslim ol bile bile
Seni seviyorum de, sen inanmıyorsan bile
İnansın o yine de
Bu yüzden bu gece beyaz bayrak elinde
Uzansın parmakların, ulaşsın onun yüzüne
Hadi teslim ol (teslim o) bile bile
Seni seviyorum de, sen inanmıyorsan bile
İnansın o yine de
Bir ışık yok biliyorsun tünelin öbür ucunda
Derler ki kiraz yetişmezmiş zakkum ağacında
Sen ki pek inatçıydın, yenik düşmezdin asla
Ezber bozuldu artık, her şey paramparça
İşte bu yüzden bu gece beyaz bayrak elinde
Uzansın parmakların, ulaşsın onun yüzüne
Hadi teslim ol bile bile
Seni seviyorum de, sen inanmıyorsan bile
İnansın o yine de
Bu yüzden bu gece beyaz bayrak elinde
Uzansın parmakların, ulaşsın onun yüzüne
Hadi teslim ol (teslim ol) bile bile
Seni seviyorum de, sen inanmıyorsan bile
İnansın o yine de
-
Kulağımda gecenin alışıldık sesleri
Ayyaş küfürleri, polis sirenleri
Sarhoş gezen gözü yaşlı serserileri
Dudaktan öpüşmeyen fahişeleri
***
Uzak mısın, yakın mısın
Acaba uyanık mısın
Bu korkunç yalnızlıktan
Beni bir sen kurtarırsın
***
Uzak mısın, yakın mısın
Acaba uyanık mısın
Gece vardiyasında
Bana katılmaz mısın
***
Yıkasa bir yağmur tüm şehri bu gece
Sokaklar boyu beni sürüklese
Parçalasın beni sokak köpekleri
Çöp arabaları toplasın beni
***
Uzak mısın, yakın mısın
Acaba uyanık mısın
Bu korkunç yalnızlıktan
Beni bir sen kurtarırsın
***
Uzak mısın, yakın mısın
Acaba uyanık mısın
Gece vardiyasında
Bana katılmaz mısın
-
Bir yüzük olacaktı parmağında
Onlarca yıl onlarca yıl geçti oysa
Bir tebessüm kaldı
İkimizin de dudaklarında
Saçlarımıza beyaz düşmemişken
Farklı hayatlar seçmemişken
Durdurmadık, durduramadık zamanı
Kendisi bile bilmiyor ama
Hatırlatsın diye seni bana
Gözleri pek andırmasa da,
İsmini verdim küçük kızıma
Kendisi bile bilmiyor ama
Hatırlatsın diye seni bana
Gözleri pek andırmasa da,
İsmini verdim küçük kızıma
Bir yüzük olacaktı parmağında
Onlarca yıl onlarca yıl geçti oysa
Geçmiş günleri hatırlayınca
Keşkeler keşkeler kalıyor bana
Saçlarımıza beyaz düşmemişken
Farklı hayatlar seçmemişken
Durdurmadık, durduramadık zamanı
Kendisi bile bilmiyor ama
Hatırlatsın diye seni bana
Gözleri pek andırmasa da,
İsmini verdim küçük kızıma
Kendisi bile bilmiyor ama
Hatırlatsın diye seni bana
Gözleri pek andırmasa da,
İsmini verdim küçük kızıma
Kendisi bile bilmiyor ama
Hatırlatsın diye seni bana
Gözleri pek andırmasa da,
İsmini verdim küçük kızıma
Kendisi bile bilmiyor ama
Hatırlatsın diye seni bana
Gözleri pek andırmasa da,
İsmini verdim küçük kızıma
-
Bağışlanmayı bekleyen, masum günahlarım
Vazgeçmiyor benden kovduğum şeytanlarım
Dolaştırmıyor kanımı bu yorgun damarlarım
Koruyamıyor beni artık dalgakıranlarım
Durun lütfen müsait bir yerde öleceğim
Hayat memnun etmedi, iade edeceğim
Durun lütfen müsait bir yerde öleceğim
Dünya dönecek gene, ben görmeyeceğim
Bir mücevher kutusu içinde anılarım
Yeşile hiç dönmeyen, kırmızı ışıklarım
Durun lütfen müsait bir yerde öleceğim
Hayat memnun etmedi, iade edeceğim
Durun lütfen müsait bir yerde öleceğim
Dünya dönecek gene, ben görmeyeceğim
-
Kırılıp dökülen bir ömür yaşadığın
Parçaları ayrı şehirlerde
Bir şarapneldi, patladı yalnızlığın
Sadece kendin vardın menzilde
***
Pudra şekeriyken, o silik mutluluğun
Günden güne eridi gitti ellerinden
Bir yorgan gibi üşüdükçe sokulduğun
Kaskatı kesilmiş bomboş geçmişte.
***
Kaşıdıkça büyüyen bir kabuk taşıdığın,
Yarısı apayrı bedenlerde
Kartondan yapma bir kayıktı mutluluğun
Karda yamuldu delik yelkeniyle
***
Bitsin istiyorsun artık bedeli önemsiz
Çünkü yorgunsun artık kalıverdin kimsesiz
Nefes almak zor artık, bitsin eziyetsin
Susmak istiyorsun artık, kelimeler gereksiz
***
Susma ne olur susma,
Çünkü muhtaçsın haykırmaya,
Korkma, korkma
Sıran gelecekti korktukça unutma